Sigorta Acente Dernek Başkanları Kürsüde 2
Sigorta acentelerinin mevcut durumlarını ve gelecekteki konumlarını STK Başkanlarının görüş ve önerileri çerçevesinde mercek altına aldık.
Sigorta acentelerinin mevcut durumlarını ve gelecekteki konumlarını STK Başkanlarının görüş ve önerileri çerçevesinde mercek altına aldık.
Yayınlanma Tarihi : 23 Mart 2022
Sorusunu sorduğumuz zaman ayırıp bu konu hakkındaki fikir ve düşüncelerini bizler ile paylaşan başkan ve başkan yardımcılarına teşekkür ederiz. Fikir ve düşüncelerini siz değerli okuyucularımız ile paylaşmayan STK Başkanları ile bir sonraki bölümde görüşmek üzere…
Sigorta acenteleri ile diğer aracıların eşit şartlarda çalışması gerekir. Bazı dağıtım kanallarına özel teminat ve fiyatlar sunulması haksız rekabete sebep oluyor.
“Bu haksızlığın önlenmesi için çalışmalar yapılmalı.”
“Bu da sigorta bilincinin oluşmasını engelliyor ve sigorta sektörü yönünden imaj kaybı yaratıyor. Yanlış bilgilendirmelerle; yanlış poliçeler yapılıyor. Sigortaya olan güven azalıyor.”
“Özellikle Şirketlerin bu anlamda acentelerini korumaları yönünde çalışmalar yapmalıyız. Bunlar için de üye sayılarımızı arttırarak, pazarda kuvvetli üretim rakamlarına sahip olan biz acentelerin sesini daha güçlü çıkararak, şirketlere sesimizi duyurmalıyız.
Berrin Dinç’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
Sigorta şirketleri arasında bu tip haksız rekabet oluyor ise, hukuk yolu gayet açık. Gayri etik rekabet oluyorsa, bir avuç insanız bu sektörde, acil önlemler alınarak bunun da önüne tez elden geçilmelidir elbette.
“Sektörün en etken ve dinamik üretim aracıları olan acentelerde en temel sorunun, başka bir iş yapma hakkı olmayan, tek işi sigortacılık olan bu kişi ve kurumların, rekabet ortamında büyük yapılarla mücadele edemediği olduğunu da hepimiz yıllardır gözlemlemekteyiz.Bu kanalda çalışma tarzının müşteriye doğru poliçe satmaktan ziyade ucuz poliçe satmak olduğunu ben kabullenemiyorum”
“Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; Sigorta Tüketicisi halen sigorta konusunda çok fazla derin bilgiye sahip değil, çoğu zaman poliçesine ait ince ayrıntıyı hasar anında öğrenen tüketici için ilk alım yapma kriteri primin kaç TL olduğundan geçiyor. Oysa satış anında almış olduğu ürüne ait hangi teminatı ve hangi şartlarda aldığını çok iyi anlayan bir tüketicinin ısrarla daha ucuz olanı almaya yönelmesini ben pek rasyonel bulmuyorum.”
Bunu hem bireysel hem kurumsal her iki müşteri segmenti için de bu şekilde düşünüyorum. Zira kurumsal işler için poliçe alımı Satın Alma veya Finans & Muhasebe bölümlerine verilmiş olan bir sorumluluk ise, bu kişiler en uygun primi seçme yönünde bir alım eğilimine sahip iken, poliçe şart ve koşulları detaylı anlatılmaya başladığında devreye girecek Risk Mühendisleri / Teknik kişiler için de yine yukarıda bahsettiğim aynı rasyonelliği beklerim satın alım tercihinde.”
“Belki de hepimiz, ” benim müşterime kimse teklif veremez “, “benim müşterim ömür boyu benimle kalır “, “müşteri tutundurma için bir bedel ödemeyeyim ” ” her ne pahasına olursa olsun müşteri benimdir “yanlış saptamalarından sıyrılıp, müşteri sadakatini artırmak için günümüz şartlarını da dikkate alarak gerekli konumlamayı iyi yapmaktır.”
Sema Tüfekçiler’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
Sigorta sektörü özellikle aracılar açısından haksız rekabetin acımasızca yaşandığı bir mecra haline geldi son zamanlarda. Sigorta şirketleri arasında yaşanan rekabet bazen sektöre yön verebildiği gibi bazen de sektöre zarar verebilmektedir.
“Hasar maliyetlerindeki aşırı artışlara rağmen rekabet etmek için özelikle sektöre yeni giren şirketlerin primleri tabana çekmesi sebebiyle sektörün hasar prim oranının artmasına ve sektörün zarar etmesine yol açmaktadır. Buna keza şirketlerin rekabet gücünü arttırmak, pazar paylarını büyütmek için yeni ürünler geliştirmesi sigorta pazarının büyümesine ve gelirlerin artmasına yol açtığından olumlu olmaktadır.”
“Özellikle bizim gibi hizmet sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlarda yaşanan rekabet hizmet kalitesinde olması gerekirken alınan teminatların farklı olması sebebiyle fiyat ve primlere yansımaktadır. Esasen biz aracıların aynı teminat ve muafiyet oranlarıyla aracılık ettiğimiz sigortalarda farkın hizmet süresi ve kalitesi olarak ortaya çıkması gerekmektedir.”
“Aracılar ile acenteler arasında yaşanan en büyük haksız rekabete özellikle kredi kuruluşları ile Oto bayilerini arasında yaşanan haksız rekabeti gösterebiliriz.
“Özellikle Bankaları ve kredi kuruluşlarının kredi gücünü kullanarak faiz artışı gibi ya da faiz indirimi gerekçesi ile sigortalılar üzerinde baskı uygulayarak poliçelerini kendilerinden yapılmasını istemleri haksız rekabetin temelini oluşturmaktadır.”
“Kamunun kendilerine vermiş olduğu yetki ve izni olumuz kullanıp sigortalıların bilgilerine usulsüzce erişip sigortalıları sürekli arayarak komisyon indirimi, uygun kredi verme, bonus aktarımı, chip para, world puan vb bir sürü haksız rekabet unsurunu kullanarak poliçe satmak istemleri biz acentelerin rekabet gücünü kırdığı gibi sigortalının da sigorta şirketini ve aracısını seçme hakkını sınırlamaktadır. Bu ve bunun gibi baskılarla eksik teminatlı içeriği bilinmeyen poliçelerin satılması, bilgilendirmenin doğru yapılmaması ve hasarda muhatap bulunamaması sigorta sektörüne olan güvenin sarsılmasına yol açmaktadır.”
Azmi Karakoyunlu’nun görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
Biz acenteler rekabetten kaçmıyoruz. Çünkü hepimiz mesleğinde donanımlı ve tecrübeli acenteleriz. Biz haksız rekabetten şikâyet ediyoruz. Aynı kulvarda koşan her dağıtım kanalının eşit şartlarda sigortacılık yapmasını savunuyor ve istiyoruz.
“Bankalar kredi münasebetine girdikleri müşterilerini sigortasını yapmak için tehdit seviyesine varan zorlamalarda bulunmaktadırlar. Oysaki Resmî Gazete’nin 13/03/2015 tarih ve 29294 sayılı yayınıyla daha sonra 29/12/2021 tarih ve 31704 sayılı yayınıyla kredilerle bağlantılı sigorta uygulamalarında sigortalıya hiçbir zorlamanın yapılamayacağı ve sigortalının sigorta şirketini seçme hakkı olduğu belirtilmektedir. Ama yönetmelik bankalarca çiğnenmektedir.”
“Bankalar poliçe karşılığında kredi kartlarına puan, bonus gibi promosyonlarla haksız rekabette öne geçmektedirler.”
“Acenteler sigortacılık dışında bir iş yapamazken; bankalar hem bankacılık hem sigortacılık yapabilmektedir. Banka şubesinde müşterisine sigorta poliçesi satmak için ısrar eden banka personelinin SEGEM belgesi olan teknik personel olduğu bile bilinmemektedir. Oysaki acentenin poliçeyi satan ve düzenleyen personelinin SEGEM belgeli, teknik personel olma şartlarını yerine getirmiş olmak zorunluluğu vardır.”
“Acenteler brokerler ile haksız rekabet içerisindeler. Acente ve broker tanımları kanun ve yönetmeliklerle yapılmıştır.”
“Acentenin şube açması belirli şartları yerine getirmesi ile mümkün iken brokerlerde şube açması için herhangi bir şart yoktur. Her şehre, her köşe başına şube açabilmektedir. Acentenin de brokerinde en ufak DASK poliçesini trafik poliçesini kestiğini düşünürsek rekabetin hangi boyutta ve ne kadar haksız olduğunu görebiliriz.”
“Acenteler oto satış plazaları ve oto servisleri haksız rekabet içindeler”
Cengiz Kollugil’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
Türk Sigorta Sektörü önceki yıllara göre hiç görülmemiş haksız rekabete şahit oluyor. Bu durumu şöyle özetleyebilirim, Aslanı kediye boğduruyorlar!
“Haksız rekabetten kasıt; Komisyon iadesidir, kartınıza yüklenen bonuslar, benzin çekleri, market çekleridir, kredi verdim sigorta poliçeni biz keseceğiz demektir, ilgili kanuna rağmen Devletin yasasını hiçe saymaktır (üstelik kamu bankaları da dahil)
Sektör bazıları tarafından kasıtlı olarak tekelleşmeye götürülmek isteniyor. Bu tekelleşme süreci ise ilk başta bunu isteyenlere dert olacaktır bunu görüyoruz ve uyarıyoruz.”
“Çözümler anlık değil, geleceğe yönelik olmadığı müddetçe bu sorunlar yarın daha da büyümüş olarak karşımıza çıkacaktır.”
“Sektörde büyük bir savaş var, ama buna kimse savaş diyemiyor.”
Güven Güler’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
Banka personeli; sigorta konusunda uzman olmayan ve sınırlı bilgisi olan bireydir. Aynı bilgisizlik oto bayileri içinde geçerlidir.
“Rekabet; Günümüzde en çok duyduğumuz sözlerden biridir.”
“Örneğin banka satış kanalları; Kredi vermesini ve kredi kartına chip para yüklemelerini koz olarak kullanıp poliçeyi bankadan üretme sevdasındadır.”
“Son zamanlarda ise durum biraz daha değişti ve acenteler aleyhine gelişti.”
“Ayrıca düşüncesi sadece üretim yapmak olan yapılardan satış sonrası hasar ve diğer hizmetlerinin alınamaması müşteriye ve sigorta sektörüne ihanetidir.”
Serkan Kılık’ın görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“Haksız rekabet maalesef sektörümüzde almış başına gidiyor.
Brokerler son yıllarda tıpkı sigorta acentesi gibi hizmet vermeye başladı. Halbuki Brokerlerin sigorta poliçesi kesme yetkisi yoktur. Ayrıca yine sigorta şirketi adına prim tahsilatı yapma yetkisi de yoktur.
Ama maalesef hem sigorta şirketleri hem sektörün denetim mekanizmaları Brokerlerin acentelik faaliyeti yapmasına göz yumuyorlar.
Online ya da internet satış yöntemiyle çeşitli promosyonlar, hediye ve komisyon indirimi gibi sigortalıya cazip gelebilecek avantajları öne sürerek poliçe kesilme yöntemine başvuruluyor.
Bankaları, araç satış merkezleri veya finans kuruluşları kredi kullandırma adı altında sigortalıya zoraki dayatma ile sigorta kesiyorlar. Konuyla ilgili ciddi yaptırımlara ihtiyaç var.
Haksız rekabetle ilgili yapılan şikayetler acilen değerlendirilmeli ve gerekli cezai işlemler uygulanmalıdır.
Sektörün denetleyici kurumları mevcut ancak, işlem yapacak ya da duruma müdahil olacak kurumda bir yetkili yok. Ne yazık ki sektörümüzün durumu bu.”
Halil İbrahim Ece’nin görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…