Başkanlar Kürsüde 4
Sigorta acentelerinin mevcut durumlarını ve gelecekteki konumlarını STK ve Meslek Komitesi Başkanlarının görüş ve önerileri çerçevesinde mercek altına aldık.
Sigorta acentelerinin mevcut durumlarını ve gelecekteki konumlarını STK ve Meslek Komitesi Başkanlarının görüş ve önerileri çerçevesinde mercek altına aldık.
Yayınlanma Tarihi : 16 Temmuz 2022
Dijitalleşme ve online satışta acentenin desteklenmemesi, günümüz ekonomik şartlarına göre maliyetlerin artması gibi acente aleyhine olan konular dikkate alındığında beş sene sonra sigorta acentesini nerede görüyorsunuz?
Sorusunu sorduğumuz zaman ayırıp bu konu hakkındaki fikir ve düşüncelerini bizler ile paylaşan başkan ve başkan yardımcılarına teşekkür ederiz. Fikir ve düşüncelerini siz değerli okuyucularımız ile paylaşmayan STK ve Meslek Komitesi Başkanları ile bir sonraki bölümde görüşmek üzere…
“Dijital satışla beraber sigorta şirketleri acentenin yerine alabileceğini düşünüyor ama biz İSAD olarak bu görüşe katılmıyoruz. Hiçbir sigorta şirketi acentenin yerini alamayacak. Acentelerin müşteri ilişkisi başka bir boyutta.
Acenteler gelişen dünya da evet dijitalleşme içinde yerlerini almalılar, ancak bunu sigorta şirketlerinin desteği ve yönlendirmesi doğrultusunda yapabilirler. Sigorta sektörü dijitalleşme sürecinde acenteyi büyük bir oyuncusu olarak görürse ve sistemlerine entegre edebilirse sektörü geliştirebilir.
5 sene sonra da acenteler sektörde Sigorta Şirket ile müşteri arasındaki bağı kuran oyuncular ve iş insanları olarak yine en güçlü satış kanalları olacaktır.”
Berrin Dinç’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“..tüm acentelerimizin dijital ikizlerinin bu evrende var olmaya çalışması bu mesleğin sürekliliği açısından çok muteber olacaktır , dolayısıyla gümbür gümbür gelen bu dijitalleşmenin önünde durmak , itiraz etmek , karşı koymak yerine bu dünyanın içerisinde nasıl var olabiliriz, kendimizi , işimizi , geleceğimizi buraya nasıl adapte ederiz ve mesleğimizi nasıl daha etkili ve verimli bir şekilde bu mecralarda icra edebiliriz konusunda kafa yormak durumundayız.
ancak hemen altını çizerek belirtmek istiyorum ki, sigortacılık gibi nispeten fazla tecrübe & bilgi birikimi gerektiren bir meslek ve bu meslek, tüketici tarafından kullanılmadan anlaşılamayan bir ürün üretiyor, böyle bir sektörde acentelerin tamamıyla yok olması kesinlikle düşünülemez.
Sözün özü, ben beş yıllık dönemde Acentelik mesleğinin daha da önem kazanacağını, ancak kesinlikle şekil değiştireceğini…”
Sema Tüfekçiler’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“Sigorta şirketlerinin dijitalleşmesi özellikle pandemi sürecinde müşterilerin istedikleri kanaldan, istedikleri içerikte poliçe satın almalarına imkân vermiştir.
Biz sigorta aracıları özellikle pandemi sürecinde teknoloji sayesinde müşterilerimize daha kolay ulaşıla bildiğini bir anlamda ulaşabildiğimizi de görme fırsatı bulduk ve bu kanaldan satış yapmanın ne kadar ucuz ve maliyetsiz bir kanal olduğunu da görmüş olduk.
Sigorta sektörünün üretimin ortalama %65 üretimine aracılık eden acentelerin dijitalleşmesine sigorta şirketlerinin destek vermesi gerekiyor.
Özellikle pandemi dönemi dijitalleşmenin önemini ortaya koymuştur. Gelecekte acenteler için dijitalleşmenin önemi artacak ve acenteler ayakta kalabilmeleri için bu kanala yatırım yapmak ve kendilerini hazırlamak zorundalar.
Önümüzdeki beş yıllık süreçte acenteleri bekleyen en büyük tehlike dijitalleşmedir.”
Azmi Karakoyunlu’nun görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“Bu dijital dönüşüm sigortacılık sektörünü de etkilemiştir. Dünyadaki dijital sigortacılık uygulamaları hızla gelişirken Türkiye de bu dönüşümü çoğu alanda etkin olarak hayata geçirmiştir.
Türkiye’de dijital sigortacılık sigorta poliçelerinin sigorta şirketleri üzerinden çevrimiçi düzenlenmesi ile başlatılmış diyebiliriz. Dijital sigortacılığın uygulama alanında, konuya hangi taraftan bakıldığı da önemlidir.
Sigortacılık sektörünün dijitalleşmesi öncelikle düzenleyici kamu otoritesinin yasa, yönetmelik ile konuyu tanımlaması ve açıklık getirmesi ile başlamalıdır.
Sigorta şirketlerinin de bu konuda önemli çalışmaları bulunmaktadır. Bazı sigorta şirketlerinin altyapı ve sistem yapısı oldukça iyi olmakla birlikte bunu tüm sigorta şirketleri için genellemek maalesef mümkün değildir.
Önümüzdeki süreç göstermektedir ki, teknolojik ve dijital gelişmeler sigortacılık sektöründe de önemli değişim ve dönüşümlerin yaşanmasını sağlayacağı aşikârdır.”
Hüseyin Duru’nun görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“…acentelik mesleği dijitalleşmeden ya da online satışlardan fazla etkilenmez gibi karşı söylemler de ortaya atılmıştır. Oysaki bu süreçte gelinen son noktada acentelerin online satış karşısında güç ve portföy kaybettiklerini görmekteyiz.
Sorarım size 17.000 acenteden kaç tanesinin dijital kanallardan satışı vardır? Kaç acentenin ulusal kanallarda ya da yerel kanallarda dijital ya da online satış reklamını gördünüz? Göremezsiniz çünkü sektörün yapı taşı denilen acentelerin dijital ve online satışı yoktur. Bu satış yöntemini kullanan satış kanalları broker ve bankalardır.
…sigorta şirketleri veri tabanlarını diğer kanallara açtığı gibi acentelere çok rahat açmamaktadırlar.
Bir başka sebep ekonomiktir.
Bir başka sebep ise 5684 sayılı sigortacılık kanunun ve KVKK kanunun tüm kanallara eşit uygulanmaması.
Şu an bu kanalların sadece trafik, kasko, sağlık branşlarında satış yaptığını; yangın, mühendislik branşlarında bu kanalların satış yapamayacağını düşünenler yapay zekayı hesaba katmayanlardır.”
Cengiz Kollugil’in görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız….
“Fakat sektör dijitalleşmeyi maalesef sadece net üzerinden satış olarak algılamaktadır, bu düşünce maalesef çok sığ bir düşünce yapısıdır.
Sigorta şirketleri kendi web siteleri ve bazı brokerler ile yapılan net satış desteğini acentelere verirlerse, önümüzdeki yılarda sigorta sektörünün pazar payı katlanarak artacaktır. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi acenteler profesyonel iş insanlarıdır.
…sigorta şirketleri eğer doğrudan netten bir satış düşünceleri var ise bu acenteler olmadan asla olmayacaktır.
Buradan son olarak şunu söylemek isterim sigorta sektörünün başrol oyuncuları acentelerdir. Bu sektörde ne olacaksa acenteler ile birlikte olur, bunun dışındaki bütün seçenekler hayalden öte gitmez hatta bu hayalleri kabus olacaktır..”
Serkan Kılık’ın görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“Pandeminin de etkisi ile neredeyse tüm şirketler müşteriler ile doğrudan iletişim kurmanın yöntemleri üzerine eğilmiş, acentelerin bu konuda maalesef ihtiyaçlarını görememişler veya görmezden gelmişlerdir.
Bugün birçok ülkenin gıpta ile takip ettiği son derece teknolojik bir altyapı sistemine sahip Türk sigorta sektörü ve Kamu teşkilatı, eşi benzeri görülmemiş çalışmalara imza atmıştır.
ANSADER olarak bir süredir üzerinde çalıştığımız ve yakın bir zamanda da gerekli mesleki otoriteler ile de paylaşma hazırlığında olacağımız mesleğimizin, meslektaşlarımızın ve sigortalılarımızın hayatını kolaylaştıracak bir projeyi inşallah hep birlikte görme imkânı buluruz.
5 yıl sonra ne olur bunu kestirmek oldukça güç.
Bugün sigorta primlerinin bir önceki yıla göre ani bir şekilde %200 – 500 oranın da artması kimsenin ön gördüğü bir durum değildi. Ancak biz yıllardır doğru bir fiyatlama politikasının olmadığını, şirketlerin tarifelerinin yıllardır hatalı çalıştığını her ortamda dile getiriyorduk.”
İbrahim Baycan’ın görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
“Günümüzde, bizim topladığımız SİGORTALAMAYA yönelik VERİLER Bizim tarafımızdan İŞLENİR. Ancak, artık bu veriler BÜYÜK yapılar tarafından ALEYHİMİZE olacak hale getirilmiştir.
Biz Sigorta Acenteleri Dijitalleşmeye AT GÖZÜ ile bakıyor görüyoruz. ACENTESİZ Sigortacılık yapacak olan Sn. Sigorta Şirketlerine UĞURLAR olsun diyoruz. Biz ACENTESİZ bu işe OLMAZ diyen Sigorta şirketleri ile devam ederiz.
Gelin bunu beraber yapalım. Büyük resmi birlikte görelim ve Yeniden yapılanalım. Yeniden tasarlayalım birlikte dizayn edelim AMA Dışlamadan,itmeden,.
SİGORTA konusunda İHTİSAS sahibiyiz. Lakin Şirketlerde kalifiye nitelikli çalışan sayısı her geçen gün azalmakta olduğunu biliyoruz. Bunun tersi de ACENTELER de nitelikli insan artıyor.
ACENTELERLE çalışacak şirketler ile çalışmayacak şirketleri artık görüyor olacağız. Bu bir yol ayrımı Şüpheniz olmasın sizler gibi biz de VAR OLACAĞIZ. Bunun içindir ki BAĞIMSIZ MESLEK ODALARIMIZ ve BİRLİK kuruluşumuz ile bunu yapacağız. MASA da buluşacağız.”
Ayhan Kılavuz’un görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız…
Türkiye’nin sigortanın milli gelire oranı gelişmekte olan ülkelere göre bile düşük kaldığından; uluslararası sigorta şirketlerine yatırım cazibe merkezi haline gelmiştir.
1990’lı yıllarda toplam sigorta prim üretiminin %75’lik kısmı acenteler tarafından yapılmakta iken 2021’de bu oran %50 civarına gelmiştir. Bu azalmaya en büyük etki pastadan brokerlerin pay alması ve yükselen banka sigortacılığıdır.
2021 yılı için toplam üretimin %1 tele satış, %2,5 e-ticaret ayırırsak kalan üretim %96,5 geleneksel satış kanalları ile yapılmaktadır. Toplum teknolojiden faydalanmasına rağmen satın alma aşamasında yine acenteyi tercih etmektedir.
Konutların %20’sinin taşıtların %20’sinin kasko poliçesinin olduğu Ülkemizde gelecek yıllar içesinde de acentelerin sigorta prim üretimindeki payı ve önemi azalmadan devam edecektir.
Hakan Özcan’ın görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız….
“Sigortacılık sektörü dijitalleşme ile online satış yöntemine geçmesi çok büyük sıkıntıları da beraberinde getirmeye başladı. ….binlerce sigortalı tarafından açılan şikâyet dosyaları mevcut. ….yeterince hizmet alamamaktadır.
Sigorta acentesinden poliçe satın alan sigortalı, poliçe sonrası hizmetlerinde acente ile muhatap olabilmekte. Sorununu acente üzerinden giderebilmekte. Ancak internet üzerinden alınan poliçelerde sigortalı muhatap bulamamaktadır.
Art niyetli insanların dijitalleşmeyi suiistimal etmesinin önünü açılmaktadır.
Yine dijitalleşme günümüz şartlarında istihdam içinde çok büyük tehlikeler oluşturmakta.
Sigortacılığın sadece poliçe satmaktan ibaret değildir. Poliçe tanzimi sonrasında sigortalının hasar olsun, iptal işlemleri olsun, zeyil işlemleri veya yenileme takip işlemleri olsun sigorta acenteleri birçok konuda sigortalıya hizmet verebilmektedir.
Halil İbrahim Ece’nin görüşlerinin devamı için lütfen tıklayınız….