Anadolu Yakası Sigorta Acenteleri Derneği (ANSADER) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Baycan sektöre dair fikir ve düşüncelerini siz değerli okuyucularımız ile paylaştı.

Değerli Sigorta Gündemi ailesi ve değerli meslektaşlarım, öncelikle Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, sağlık mutluluk ve huzur dolu nice bayramlar dilerim.

Son zamanlarda birçok yerde konuşulan trend konulardan olan “dijitalleşme” ve “online satış” alanlarında sigorta aracılarının rolü ve bu konuda yapılan ve yapılmakta olan çalışmalar ile alakalı olarak kısaca şu şekilde değerlendirme yapabilirim;

Öncelikle “Dijitalleşme” konusu ile alakalı bir önceki yazımda da kısaca değindiğim bir yorumu tekrar açmak isterim. Dijitalleşme denildiğinde hemen herkesin aklına “internetten satış” gelmekte. Aslında dijitalleşme dediğimiz durum her meslekte günümüz konjonktüründe olması gereken elzem ve sürdürülebilir bir iş hayatı için kaçınılmaz bir durumdur.

Acenteler için Dijitalleşme; teklif verme süreçlerinin daha hızlı olması, tek bir veri girişi ile aynı anda farklı 2 veya 3 üründe alternatif teklifler hazırlamaktır. Bununla birlikte poliçelerin tanzimi ile eş zamanlı olarak poliçelerin sigortalı/sigorta ettirene elektronik ortamda ulaştırılmasıdır. Yenileme vadesi yaklaşan bir poliçenin sigortalı/sigorta ettirene otomatik olarak belli bir süre önce bildirilmesidir. Bu örnekler sayısızca çoğaltılabilir.

Şimdi gelelim neden bu konuda acenteler olması gerektiği gibi desteklenmemektedir sorusunun karşılığına! Bu konuya henüz mesleki otoriteler tam olarak eğilmemiştir.

Pandeminin de etkisi ile neredeyse tüm şirketler müşteriler ile doğrudan iletişim kurmanın yöntemleri üzerine eğilmiş, acentelerin bu konuda maalesef ihtiyaçlarını görememişler veya görmezden gelmişlerdir. Oysa bu sorunlar o kadar kolay çözümlenebilecek konulardır ki, bugün sadece tek bir şirketin kendi içerisinde yaptığı teknolojik yatırım maliyeti ile paralel oranlarda bir maliyet ile acentelerin tüm ihtiyaçları çözülebilir.

Bugün birçok ülkenin gıpta ile takip ettiği son derece teknolojik bir altyapı sistemine sahip Türk sigorta sektörü ve Kamu teşkilatı, eşi benzeri görülmemiş çalışmalara imza atmıştır.

Başta E-Devlet, İnteraktif vergi dairesi, SBM gibi uygulamalar neredeyse 7’den 70’e herkesin kullandığı uygulamalar olmuştur. Yukarıda değindiğim sorunların çözümünde ise tamamen bu altyapılar yatmaktadır.

ANSADER olarak bir süredir üzerinde çalıştığımız ve yakın bir zamanda da gerekli mesleki otoriteler ile de paylaşma hazırlığında olacağımız mesleğimizin, meslektaşlarımızın ve sigortalılarımızın hayatını kolaylaştıracak bir projeyi inşallah hep birlikte görme imkânı buluruz.

Bunların gerçekleşmesiyle birlikte başta zaman ve emek olmak üzere birçok sıkıntımızın çözüme kavuşacağı ve meslektaşlarımızın daha çok pazarlamaya vakit ayırabilecekleri günler gelecektir.

Online satış ile alakalı ise; bu konuda yapılan çalışmaların bazılarının çok başarılı olduğu bir gerçektir. Ancak bu konuda yapılan çalışmaların hayata geçme maliyetleri çok yüksek ve meşakkatlidir. Bu alana yatırım yapmak isteyen meslektaşlarımızın hedef kitlesini, bu alanda satmayı planladıkları ürünleri iyi belirlemesi ve yönetimini çok profesyonel bir ekibe yaptırması oldukça önemlidir. Ayrıca sigorta şirketlerinin de bu tür konularda seçici olduğunu ve çok iyi tasarlanmış projeler dışında web’ten satış konusunda web servis vermekte pek istekli olmadıklarının da bilinmesi gerekir.

Onun için önce projeyi çok iyi hazırlayıp bu projeyi doğru anlatmak ve hedef beklentilerini tablolar ile iyi yansıtmak gereklidir. Bu doğrultuda yapılan bir çalışmada mutlaka hedeflenen bir pay yakalanabilir. Mevcut pazara bakıldığında daha çok özellikli ürünler üzerine bu tür ihtiyaçların olduğu ve piyasayı forse eden bazı sigorta aracılarının dışında belli ürünlerde büyük bir başarı yakalamak oldukça zor olacaktır. Çünkü bu işin bir de reklam ve tanıtım konusu var ki, asıl maliyet kalemlerinin başında yer almaktadır!

Tüm bunlar ile paralel olarak, başta ülkemizde yaşanan ciddi enflasyon ve getirdiği yüksek gider maliyetleri, sadece sigorta acentelerini değil herkesi ciddi etkilemektedir. Yükselen işçilik ücretleri, enerji fiyatlarındaki artış, yakıt ücretlerine gelen art arda zamlar da yaşanan sorunlara yenilerini eklemiştir. 5 yıl sonra ne olur bunu kestirmek oldukça güç. Kamu otoritelerinin bu gidişe bir son verecek hamleler yapması ve enflasyonun ateşini düşürmesi gerekmektedir.

Mesleğimiz için yukarıda yazdığım dijitalleşme adımları çok önemli maliyetleri sıfıra indirecek, teknik personel giderlerinde ciddi kazanımlar yaratacaktır.  Bugün sigorta primlerinin bir önceki yıla göre ani bir şekilde %200 – 500 oranın da artması kimsenin ön gördüğü bir durum değildi. Ancak biz yıllardır doğru bir fiyatlama politikasının olmadığını, şirketlerin tarifelerinin yıllardır hatalı çalıştığını her ortamda dile getiriyorduk. Perşembe’nin geleceği çarşambadan bellidir derler. Hasar onarım maliyetlerinin son derece yüksek olduğu bir ortamda poliçe prim ortalamasını rekabet nedeni ile yıllarca yerlerde süründüren ve sonra sanki meteor fırtınası gibi bir anda zam üstüne zam yapan sigorta şirketleri maalesef bu süreci iyi yönetememiştir. Bunun da faturası bir anda artan fiyatlar ile hepimize yansımıştır. Kaza branşında yaşanan sürecin bir benzerini başta yangın ve sağlık branşında da yaşamak an meselesidir. Ki sağlık branşında da sert bir şekilde fiyat artışları yaşanmıştır.

Acilen bu konuda tarife sistemlerinin sil baştan kurgulanması ve kademeli bir şekilde tarifelerin yıllar bazında doğru artış oranları ve teknikler ile yenilenmesi gerekmektedir. Aksi halde 5 yıl sonra sigortacılık ile alakalı olarak sigortalanma oranlarında ciddi azalmalar ve beraberinde pazarda daralmalar yaşanabilir, Acente sayılarında da yaşanan bu olumsuzluklar nedeni ile azalmalar olabilir. Ümit ederiz ki kamu ve sektör otoriteleri bu hususlarda gereken tedbiri alacaklardır.