Beyaz Perdedeki Sigortacılar 2
Sigorta Strateji ‘de kaleme aldığım “Beyaz Perdedeki Sigortacılar” yazı dizisine, iddialı bir bilim kurgu filmiyle devam ediyorum… Filmin başrolü bir sigorta eksperine emanet… Bu sigorta eksperini canlandıranı ise 90’larda fırtına gibi esen Desperado’dan tanıyorsunuz, Salma Hayek değil, diğer uzun saçlısı… Antonio Banderas…
Banderas’ın saçlar kazınmış ama olsun, en az bizim sigorta eksperlerimiz kadar karizmatik yine de…
Filmde ne mi var?
Her gün azar azar tükettiğimiz dünyamızı gelecekte neler bekliyor? Bir türlü gelemeyen geleceğin mesleği sigortacılığın, geleceğin bu dünyasındaki yeri ne? Ve benzer soruların cevapları…
Yazıda film öncesi aperatif olarak alınacak, bir de kitap tavsiyem olacak.
Şimdiden iyi okumalar ve iyi seyirler dilerim…
Yayınlanma Tarihi : 10 Şubat 2022
Beyaz perdedeki sigortacılar, yazı dizimize iddialı bir bilim kurgu filmiyle devam ediyoruz. IMDB’de en yüksek puan alan filmlere baktığımızda, ağırlıklı olarak aksiyon ve dram türünden yapımların olduğunu görüyoruz. Fakat son yıllarda Başlangıç (2010), Yıldızlararası (2014) gibi ses getiren bilim kurgu yapımlarının listenin üst sıralarında yer bulduğunu görmek, benim gibi bilim kurgu bağımlılarını çok mutlu ediyor doğrusu.
Özellikle pandemi ile hayatımıza neredeyse eş zamanlı giren Netflix gibi dijital platformların popüler bilim kurgu dizlerine ise artık hatırı sayılır mesailer harcıyoruz. Peki bunların arasında, bir sigorta eksperine hayat veren Antonio Banderas’ın başrolde yer aldığı, 2014 yapımı Otomat (Autómata) filmini izleyenimiz var mı?
Otomat, post apokaliptik veya kıyamet sonrası bilim kurgu türünde bir yapım. Film, artan solar fırtınaların dünyayı radyoaktif bir çöle çevirdiği 2044 yılında geçiyor. Radyoaktif kalıntılar dünya nüfusunun %99,7’ni yok etmiştir ve yeryüzünde sadece 21 milyon insan hayatta kalmayı başarmıştır.
Solar fırtınalar, çoğu karasal iletişim sistemini devre dışı bırakmıştır ve teknolojik olarak bir gerilemeyi zorunlu kılmıştır. Böyle bir dünyada, ROL şirketi solar fırtınaların başlangıcı ile eş zamanlı 7000 adet otomatı (ilkel insansı robot) piyasaya sürmüştür. Bu ilkel robotlar, hayatta kalan insanları korumak ve mekanik bulutlar oluşturmak için tasarlanmıştır.
Filmin geçtiği 2044 yılına gelindiğinde, 2 kurala bağlı milyonlarca otomat yeryüzüne dağılmış durumdadır. Otomatları sınırlayan bu 2 temel kural, kuantum şifreleme sistemi ile yapılmış, kırılması teorik olarak imkânsız biocüzdanlarda saklanmaktadır.
İnsanları otomatlardan koruyan bu 2 temel kural;
Otomatlar herhangi bir canlı formuna zarar verilmesini engeller.
Otomatlar kendini başkalaştırmayı veya diğer otomatları başkalaşmasını engeller şeklinde yapılandırılmıştır.
Sigorta eksperi olan Jack Vaucan (Antonio Banderas), otomatların son zamanlarda sıra dışı davranışları sonucu ortaya çıkan hasarları incelemektedir. Bir süre sonra hasarlı otomatları incelediği sırada dünyanın olağanüstü bir devrimin kıyısında olduğunu keşfeder. Yoksa yapay zekaya sahip bu ilkel insansı robotlar, evrimleşmekte midir?
Antonio Banderas’ın Desperado’daki saçlarının yerinde yeller esse de karizmasıyla sigorta sektörüne yakışır bir profil çizdiğini görmek güzel. Bilim kurguda bir başyapıt olamasa da sigortacılığın nasıl bir evrimin kıyısında olduğunu gösteren ve mesleğin gelecekte de varlığını sürdüreceğini iddia eden önemli bir yapım.
Eğer filmden daha fazla keyif almak isterseniz, izlemeden önce Isaac Asimov’un “Ben Robot” kitabını okumanızı tavsiye ederiz.
Bir sonraki beyaz perdeye yansıyan sigortacıyla görüşme üzere… Sevgi ve sağlıkla kalın…
Behlül Ersoy