Vegapol Sigorta’nın 2. Nesil genç kuşağından Mert Çağlar sektöre dair fikir ve düşüncelerini siz değerli okuyucularımız ile paylaştı.

‘’Geçmişini bilmeyen geleceğe yön veremez’’

Sözlerime Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ve dünya vatandaşlarının kulağına küpe olması, unutmaması ve daima hatırlanmasını gereken sözleri ile başlamak istedim.

Geriye dönüp baktığımız da son 30 sene içerisinde sigorta sektörü çok hızlı bir değişim içerisine girdi.

Geçmişten bugüne halen aktif olarak sektörün içerisin de yer alan sektör paydaşları bu değişimleri bizzat uzun senelerce yaşadılar ve hep güncele ayak uydurmaya çalıştılar.

Sektörümüzün bugün gelmiş olduğu noktaya şöyle geriye dönüp baktığımızda geçmişten bugüne çok fazla ani değişimler, sektör paydaşlarına bizzat dokunan, etkileyen ve kendini hissettiren değişimler olmuş ve yaşanmıştır.

Geleceğin sigortacıları olarak geçmişin sorunları, geçmişin çözümleri, geçmişin iyi ve kötü yanlarını yani geçmişi iyi bilip hem güncele hem de geleceğe ayak uydurarak geleceğe yön vermemiz gerektiği düşüncesi içerisindeyim.

Dünyanın kuralları aynı zamanda sektörümüzün ve sektörümüze zincir ile bağlı diğer birçok sektörün kuralları o kadar değişti ki dünün kuralları ile bugün iş yapma şansı oluşmamaktadır.

Her zaman doğru bildiğimiz doğru, yanlış bildiğimiz de yanlış değildir. Özellikle geçmişte kabul ettiğimiz, halen daha uyguladığımız doğru bildiğimiz yargıların zaman zaman günümüz çağında yanlış olduğunu görmekteyiz.

Orijinal olmaktan korkarak ve riske girmemek adına onlarca yıl önce başarı sağlanmış eski sistemleri yeniden denemek bu iş dünyası için olumsuz sonuç verecek bir strateji olmaktan öteye gidememekle kalmaktadır. Yenilik getirme, kendini tekrarlama karşında daima zafer kazanır.

Hayatımızın her yerinde değişim o kadar hızlı oluyor ki bugün güncelim diyorsunuz fakat yarın güncel olmuyorsunuz.

Dünyadan ve güncelden geri kalmamak adına güncele ayak uydurmak ve geleceğe yatırım yapmak günümüz de çok önem arz etmekte olup sürdürülebilir olmak için geçmişin, bugünün ve geleceğin aynı çatı altında birleştirilmesi gerektiğini savunmaktayım.

Aile mesleğini yani sigortacılığı seven veya aileden bağımsız sektörde bulunan, sigortacılığı içinde hisseden, hayat tarzı ve yaşam tarzı haline getiren, işini sahiplenen sektördeki dostlarım, tanıdıklarım, tanımadıklarım veya tanıyacak olacaklarımın hayatlarında dün ve bugün hep sigortacılık vardı ve olmaya devam edecek. Yaptığı işi seven, devam ettiren yeni nesil sigortacılar için tabi ki bu durumu idrak eden ve anlayabilene bu geçen zamanların inanılmaz bir hazine olduğu düşüncesi içerisindeyim.

“Köşe taşı köşeye yakışır.” sözü tam da bu durumu özetlemektedir.

Sıfırdan başlamak her zaman zordur ama belirli noktalarda kaybedecek bir şeyiniz yoktur fakat mevcut bir düzeni devir aldığınızda kaybedecek elinizde çok fazla şey bulunmaktadır.

Daha çok çaba, iyileştirme, düzeltme, geliştirme yapılmaz ve var olan katın üstüne yeni bir kat veya katlar inşa edilmez ise tükenmez ile yazılan bir yazının bile silinmesi kaçılmazdır.

Tabi ki geçmiş ve gelecek jenerasyonun gözle görülür farkları büyük ölçüde bulunmaktadır lakin geçmişin doğrularını, iyi yanlarını kendimize örnek almak ve en önemlisi geleceği inşa ederken de geçmişe saygı duymamız gerektiğini özümsemiş biri olarak başarının da asla tesadüf olmadığının bilinci içerisindeyim.

Geçmişten, sektörümüze katma değer yaratmış büyüklerimizden öğreneceğimiz, öğrenmemiz gereken çok şey mevcut olup herkes için geçerli olacak şekilde öğrenmenin yaşı yoktur, bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır bilinci ile gelişime ve değişime ayak uydurmamız gerektiğini bir kez daha belirtmek isterim.

Günümüz de en çok konuşulan konuların başlarında gelen teknoloji ve dijitalleşme, o kadar hızlı ilerliyor ki bazen gençler bile takip konusunda geri kalabiliyorlar.

Artık eskiye göre her şey daha basit fakat basitliğin getirdiği iş yükü de bir o kadar fazla.

Daha kolay iş yapış şekli olduğundan bu durum daha fazla iş yüküne sebebiyet verebiliyor.

Bu durum çoğu sektörde yaşanmakta olup, artık çok çalışmak değil akıllı çalışmanın başarı getirdiği bir devir içerisindeyiz.
Yani sadece çalışmak ile değil, akıllı çalışmak ve doğru iş modelleri ile arz talebe karşılık daha kısa sürede, daha hızlı, daha doğru geri dönüş ve yanıt vermenin gerektirdiği bir dönemin içerisindeyiz.

Hayatta her zaman zamanlamanın çok önemli olduğunu düşünmekteyim. Yanlış zamanda doğru yerde olduğumuzda maalesef ki zaman yanlış olduğundan, doğru yerin de pek bir önemi kalmıyor.

Bu nedenle doğru zamanda doğru yerde olmamız gerekiyor.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ‘nin çok sevdiğim bir sözü olan ‘’Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için önce yanmak gerekir” sözü ile sabrederek, azim, istek, devamlılık ve en önemlisi çalışarak özellikle tekrardan belirtmek istiyorum sabır ile doğru zamanda doğru yerde olmanın zamanlamasını yeni nesil sigortacıların yakalaması gerektiğini düşünüyor, herkesin bir gün zamanının geleceğine inanıyorum.
Hata yapmaktan korkmamak gerekiyor.

Hatalarımız kimi zaman faturalı kimi zaman faturasız tecrübe olarak bizlere geri dönüyor, sonucun da tecrübe olarak paha biçilemez bir şey elde ediyoruz.

Denemeden asla bilemeyiz, imkânsız diye bir şey yoktur mucizeler biraz zaman alır.

İlerlemeye devam et!

Ne zaman sıkışırsam kendime sürekli bu cümleyi söylerim.

Zor zamanları atlatmanın sırrı sadece ilerlemeye devam etmek olduğuna inanırım.

Ben geçmişle hep barışık bir insan oldum, geçmiş ile ilgili bir sorunum hiçbir zaman olmadı, bünyemizin içerisinde geçmiş ile anlaşmazlıklarımızda iş süreçlerimizde pek olmadı belki de bu konular da biraz şanslıyım da denebilir çünkü ailem ve ortaklarımın hep yenilikçi bakış açısı ile gençlere güvenen, inanan, dinleyen, anlamaya çalışan ve fırsat veren kişiler oldular.

Bugünlere ulaşabilmem de sevgili babam, ortaklarımız Okan Özer ve Serkan Umul’a bana destekleri için, daha da önemlisi davranışları, karakterleri, insanlıkları, iş disiplinleri konusunda bana örnek oldukları için teşekkür ederim. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyelim atasözünün de ne kadar doğru olduğunu bizzat yaşamış birisi olarak belirtmek isterim. Hep beraber geleceği inşa eden, geçmişi, bugünü ve geleceği aynı çatı altında barından bir yapı olarak daha yapacağımız çok iş var.

Farklı bir konuya da değinecek olur isek,

Güncel iş modellerine baktığımızda artık ‘’patron’’ kavramının kalktığını görüyoruz, geçmişin değer yargıları günümüz de pek rastlanmıyor. Daha çok konuşmaya ve iletişim kurmaya, fikir özgürlüklerine, birbirine değer veren, dinleyen, kurumdaki herkesin düşüncesini rahatça ifade edebildiği birbirine katma değer yarattığı, yaptığımız işe ve birbirine saygı hususları kuruma olan aidiyet duygusunu oluşturmakta ve arttırmaktadır. Sürdürülebilir bir ekip her kurumun hayalidir fakat sürdürülebilir bir ekip için bu yapıyı oluşturabilecek şartları sağlamak gerekir.

Çarşafını ne kadar düzenli serersen, yatağında o kadar rahat uyursun.

Bir şeyi yapma tarzın, yapacağın işlerin nasıl olacağına dair ipucu verir.

Şirketimiz de bu anlayışları çok özümsedik ve aktif olarak uyguluyoruz.

Günümüz dünyasında liderlik göstermek için unvana gerek olduğuna inanan birisi değilim.

Yaptığı iş ne olursa olsun ne konumda veya nerede çalışırsa çalışsın yaptığı işi en iyi şekilde, disiplinli, özverili ve başkalarına örnek olabilen herkes benim için bir öncü ve bir liderdir.

Potansiyeli olan birçok kişinin gözden kaçması bu hususlara dikkat edilmemesinden kaynaklıdır.

Bu durum da sık sık sektörümüz de gerek acenteler gerek ise Sigorta Şirketleri’nin içerisinde daha doğrusu iş dünyasında çok sık iş değiştirmelere yani ekip ve kadro değişimine sebebiyet vermektedir.

Tarafımıza gelecek olursak,

Apoletler ’den ayrılmış bir yapı ve ‘’Unvansız Lider’’ anlayışı ile ilerlemekten mutluluk ve gurur duyuyoruz.

Bizim için önemli olan iş ortaklarımızın ve sigortalılarımızın isteklerini ve beklentilerini makul ve mantıklı ölçüler içinde gerçekleştirmek, oluşan veya oluşacak olan sorunlarda doğru çözümler üreterek iş birliğimizin devamını sağlıklı bir şekilde ileriye taşımak anlayışıdır, bugün hala aynı isimler, aynı telefon numaraları ile var olmamızın temel nedenleri arasındadır.

Ben ve çalışma arkadaşlarımız verdiğimiz sözleri tutmakla ‘’dün öyleydi bugün böyle’’ diyerek günü kurtarmak stratejisinden, politikasından uzak durduk. Verdiğimiz sözleri ve yapacaklarımızı yerine getirmeyi görev edindik. Bu da paralelinde güveni, sonra dostluğu getirdi.
İyi bir ekip yok ise yapabilecekleriniz çok sınırlıdır, başarı tek kişi ile değil, herkesin katkı sağladığı bir ortamda herkesin emeği ile oluşur. Başarı bir kişinin değil, kurumda bulunan herkese aittir.

Umuyorum ki, biz gençler olarak teslim aldığımız bayrakları bizden önceki büyüklerimizin destekleri ve öğretileri ile sigorta sektörüne katma değer yaratır, fark yaratır değişimin ve gelişimin baş rollerinde olur ve bizden sonra gelecek nesillere bizden önceki büyüklerimiz gibi aynı sabır, aynı istek, aynı heves ile bilgi ve birikimlerimizi aktarıp gelecek kuşaklara yatırım yaparız. Unutmamalıyız ki bugünden yapacaklarımız yarınlarımızın teminatı olacaktır.

Sevgi, saygı ve selamlarımla,
Mert Çağlar