Dr. Behlül Ersoy’un kütüphanemizde bulunması gereken kitapları incelediği kitap inceleme serisinin dördüncü kitabı “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş” keyifli okumalar dileriz…

Ya Kebikeç… Bu kitabı koru! “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş” #4 💀

“Ya Kebikeç” diyip tılsımladığım kitaplarımdan bir diğeri, Nobel Edebiyat Ödüllü Jose Saramago’nun kaleminden çıkan “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş”…📚

Saramago ironiyi eserlerinde ustalıkla kullanan bir yazar. Ayrıca etkileyici betimlemelerinin yanında sıra dışı bir yazım tarzına sahip. Saramago’yu özgün yapan da bu yazım tarzı. Tek bir özel isim bile kullanmadan, özne ve yüklemler arasına tren vagonlarını andıran onlarca kelimeyi sıkıştırıp da cümlenin anlatım gücünü düşürmemek kolay iş değil.👊

Gelelim “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş” a…👇

Zamanı ve yerini bilmediğimiz bir ülkede insanların canını almakla görevli olan “ölüm” bir süre grev yapmaya karar verir. Toprağın altında yatan milyarlarca insanın nafile peşinden koştuğu ab-ı hayat, bu ülke vatandaşlarına sunulmuştur artık. Büyük bir sevinçle karşılanan bu olay, bir süre sonra nüfus piramidini de tersine çevirmiştir. Cenaze levazımatçılarının sessiz protestoları, yaşlı bakım evlerine, oradan sigorta şirketlerine ve tabi sosyal güvenlikten sorumlu hükümet organlarına sıçrar. Ülke sınırlarının dışında “ölüm” ün işini layıkıyla yerine getirdiği anlaşılsa da, “ölmek isteyip de ölemeyen” insancıkların tamamını sınır dışına taşımak mümkün değildir.🤔
Bilinen insani duygular, ahlaki değerler yerle bir olmuştur artık. “ölüm” bu duruma daha fazla tepkisiz kalamaz ve “paslı orağı” ile yeniden işbaşı yapmaya karar verir. Fakat “ölüm” bizim bildiğimiz kadar acımasız değildir. Bu defa da insanların canını almadan, vasiyetlerini yazmaları ve sevdikleriyle vedalaşmaları için onlara yedi gün önceden haber vermeyi uygun görür. “ölüm” ile tanışacak bu fanilere öleceklerinin tebliği için romantik bir yöntem seçmiştir. Eflatun bir zarf içinde malum olayın gerçekleşeceği gün ve saat “ölüm” ün imzası ile gönderilir. Ta ki bu eflatun zarflardan birinin ellinci yaşına basan bir viyolonselciye gönderilip de “ölüm” e iade edilmesine kadar…🎻

Eserin aşağıda görülen kapak tasarımı da zekice… Sarı fon üzerindeki kadının başında siluet halinde bir kelebek görülüyor. Bu kelebek “kafatası” veya “ölübaş” olarak adlandırılan latince adıyle “acherontia atropos”…🦋

📌Tavsiye

Jose Saramago’nun bütün külliyatı okunabilir. Fakat bir eseri var ki ona öncelik vermeniz gerek. Saramago’nun başyapıtlarından biri olan “Körlük”…👍

Yazar, hala etkisini üzerinden atamadığımız her an hortlaması muhtemel covid-19’a benzer bir pandemiyi yıllar önceden kaleme almış. Bulaşıcı bir “beyaz körlüğü” konu alan bu esere ilişkin fazla ayrıntı vermeyeyim ki büyüsü bozulmasın.🤫

📌Son Söz

Jose Saramago sorar;❓

“Peki kendisini kozasına hapseden ve kapıyı ören ipekböceğinin ölüm anı hangisiydi, bir ölümden yeni bir yaşamın doğması nasıl olabiliyordu acaba, kelebeğin yaşamı böceğin ölümünden mi doğmuştu, yoksa kelebekte yaşadığına göre ipekböceği hiç ölmemiş miydi?”🤔