Dr. Behlül Ersoy’un kütüphanemizde bulunması gereken kitapları incelediği kitap inceleme serisinin ilk kitabı “Fedailerin Kalesi Alamut” keyifli okumalar dileriz…

Ya Kebikeç… Bu kitabı koru! “Fedailerin Kalesi Alamut” 🏰
 
Bazı kitaplar vardır ki unutulmaz. Okurken sonuna geleceksiniz diye yüreğiniz hoplar. Onları kütüphanenizin başucuna koyarsınız hep. Böylece huzurla uyursunuz çünkü hafızanızda bulanıklaşmaya başladıklarında elinizi uzatıp alıvereceğiniz yerdedirler. İşte benim de “Ya kebikeç, bu kitabı koru!” diye tılsımladığım kitaplarım var. Belki sizin de kütüphanenizin başucuna kurulurlar. 📚

Kebikeç nedir? Neden böyle bir duayı, tılsımı veya temenniyi üflüyorum kitaplarıma, o apayrı bir yazının konusu. Ama ille de merak ederseniz, 2020 yılına ait geleneksel metis ajandasının kapağında enfes bir açıklama var. İlgili kaynağı aşağıya iliştirdim.  Ama yine de bana sorarsanız yorumlar kısmına keyifle yazarım. 🌬

Şimdi gelelim Vladimir BARTOL’un unutulmaz romanı “Fedailerin Kalesi Alamut”a, 

Sırp asıllı BARTOL, yaşadığı topraklardan binlerce kilometre uzaklıktaki İran Coğrafyası’nda, “Binbir Gece Masalları” kadar egzotik ve neredeyse bin yıllık bir hikayeyle çıkıyor karşımıza…🔮

İsmaili Tarikatı’nın lideri olan Hasan Sabbah’ın etrafında şekillenen olaylar, Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam’ın medresede birbirlerine verdikleri bir sözle başlıyor.🤝
 
İran’ı Persli olmayanlardan kurtacaklarına dair verdikleri söz, Nizamülmülk’ün İran’a hükmeden Selçuklu Sultanı’nın Başveziri olması ve Hasan ile mücadeleye girmesiyle bozuluyor…⚔

Nizam ve Hasan arasındaki ölüm düelloları, Hasan’ın zaptedilmesi imkansız Alamut Kalesi’ne çekilip, burada kurduğu Haşhaşi teşkilatı ile korkunç bir boyuta ulaşıyor. Hasan’ın kurduğu tüyler ürpertici Haşhaşi mekanizması ilk bakışta dehşete düşürse de, Hasan’ın fikirlerini besleyen felsefik derinlikte okuyucuyu büyülüyor… ⚰

Yazar başta Hasan’ın ve Nizam’ın olmak üzere Ömer’in de hayata bakış açısını yorum katmadan okuyucunun değerlendirmesine bırakıyor. 🧐

Edebi anlamda kurgu roman olarak sınıflandırılan “Alamut”a tamamen kurgu demeye dilim varmıyor. Her ne kadar Hasan Sabbah’a ilişkin Selçuklu kaynakları Moğol istilasında tahrip edilmiş olsa da, İngilizce’deki assassin (suikastçi) sözcüğünün Haşhaşi’den gelmesi dikkat çekici…🤔

📌Tavsiyeler 

Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam aynı öyküde buluşturan önemli bir kalem de Amin MAALOUF’tur. “Semerkant” isimli romanında bu üç ismi, kısacık bir öyküde tasvir etme şekli vardır ki okumanız gerekir. 

Yine Ömer HAYYAM’ı sevenimiz de sevmeyenimiz de çoktur. Ama onu anlamaya niyetiniz varsa tavsiyem, İran Edebiyatı’nın Kafka’sı diyebileceğim Sadık HİDAYET’in “Hayyam’ın Teraneleri”ni okumanızdır. 

Son tavsiye de İlber ORTAYLI hocamızın salık verdiği, kendi coğrafyamızı anlayabilmemiz için önce İran’ı anlamaya çabalamamızdır. 

📌Son Söz 

Hasan Sabbah’ın kurduğu cennetin anahtarı: İnsanlara gerçeği değil, duyduklarında mutlu olacakları şeyleri söyleyiniz. Bu durumda insanları mutlu ettiğiniz için sizi suçlayabilirler mi?