Deprem Haftası Özel – Güven Güler

Deprem Haftasına özel hazırladığımız yazı dizimizde görüş ve önerilerini paylaşan EFO Sigorta Firma Yetkilisi Güven Güler’e teşekkür eder, keyifli okumalar dileriz…

Deprem Haftası Özel – Güven Güler

Yayınlanma Tarihi : 2 Mart 2023

6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremi sektörel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, bu afet sigorta sektörü için milat olabilir mi?

Öncelikle Ülkemizin başı sağ olsun, yaralılarımıza da acil şifalar dilerim. Sektör ve Ülkemiz için asrın felaketi olduğu bir gerçektir. Ülkemizin ne yazık ki daha önce yaşanan deprem vb. felaketlerden ders almadığı açıkça ortadadır. Sigorta sektörü kendisini çok daha fazla anlatmalı, Sigorta poliçesinin kıymeti bu felaketle birlikte bir kere daha ortaya çıkmıştır.

Sigorta sektörü bu yükün altından alnının akıyla çıkarabilecek mi?

Kesinlikle çıkacaktır ve çıkıyor da.

Önümüzdeki dönemde poliçe fiyatları artar mı, poliçe bulmak zorlaşır mı?

Reasürans anlaşmaları yapılırken işin ciddiyetini çok daha net göreceğiz, belki bu felaketle birlikte geri çekilmek isteyen Reasürans şirketleri bile olabilir, duyarsak işin gerçeği pek şaşırmam. Böyle bir durum ile karşı karşıya kalırsak tabi ki özellikle sinai poliçelere ulaşmak çok daha zorlaşacaktır. İşin gerçeği bence belki bu durum iyi bile olabilir, çünkü ülkemizde para kazandığı ekmek teknem dediği işyerine yeterinde değer vermeyen çok işletme sahibi mevcut. Şüphesiz fiyatların artmasına bu durum büyük etken olacaktır artış kaçınılmaz bir gerçektir; Zira Ülkemizde ki enflasyon kontrol edilemez bir büyüklüğe ulaşmıştır.

Fiyat endeksli tanzim edilen poliçelerde eksik sigortalardan dolayı yaşanacak olası sorunlar acenteleri etkiler mi?

Bu durum acenteden daha çok banka kanalından ve internet üzerinden satın alınan poliçelerde yaşanıyor, bu felaketten önce Silivri ve Seferihisar depremlerinde yine aynı durumu sektör tecrübe etti. Yıllardır birlikte çalıştığım arkadaşlarıma söylediğim bir söz var; ‘’Dünyada hiçbir mal ve ürün, kalitesinden çalmadan ucuza satılamaz’’ bunu da kimse inkâr edemez görmezden gelemez. Bugün geldiğimiz noktada sırf poliçesinde 10 TL 50 TL az ödeme yapacak diye metrekareyi düşük yazanlar, Bina teminatı verirken doğru inşaat maliyetini girmeyenler, eşyayı sadece çamaşır makinesi ve buzdolabı zannedenler ne yazık ki mağdur oldular ve olacaklar. Acente dostlarımızdan da bu sorunları yaşayanlar muhakkak vardır, çok şükür benim acenteliğimde bu kadar deprem hasarı yaşamış olmama rağmen hiçbir müşterim mağdur olmadı. Ancak banka ve internet satış kanalından poliçe alan müşterilerde mağduriyet azımsanamayacak kadar çok, bilgisiz poliçe satışının acı gerçeği bu oluyor. Hiçbir sigorta ürünü BASİT değildir! Ürüne göre şirket seçilmelidir, asla basit bir ürün standart ürün diyemezsiniz ve dememelisiniz. Hasar durumunda gerçekle yüzleşirsiniz, şirket kalitesi ve sermaye yeterliliği diye bir gerçek var. Müşterilere bunları uzun uzun anlatmak birçok acenteye zor geliyor, ama anlatmak şart.

Bunlardan da önemlisi, deprem bölgesinde hayatını kaybeden, işyerin kaybeden daha doğrusu mağdur olan acenteler için mesleki güvence olasılığı için neler söyleyebilirsiniz, mağduriyetlerin giderilmesi adına önerileriniz nelerdir?

Sözün bittiği yer aslında, Şayet bir acente meslektaşım kendi evini, işyerini, arabasını teminat altına almadıysa asıl sorun burada başlıyor demektir. Kendi risk analizini yapamamış kişi nasıl sigortacıdır bu mesleği nasıl yapıyordur? Söylediklerim bazı dostları rahatsız edebilir ama amacım da tam olarak bu aslında! Rahatsız olmalıyız artık, hem de çok rahatsız olmalıyız ki bir daha ki sefer hazır olalım. O bölgelerdeki meslektaşların asıl sorunu canları sağ mı? En önemlisi bu, ama bir gerçek daha var, bölge yerle bir olmuş zengin ya da fakir yeksan duruma gelmiştir. Deprem zengini de fakiri de vurmuştur. Acente meslektaşlarımın poliçe satacağı müşteri kalmadı ki! Çok acı bir durum, müşterilerini kaybettiler, belki müşterisi yaşıyor ama alacağını nasıl isteyecek? Bu konu da söylenecek çok daha fazlası var ama burada noktalamak istiyorum. Bende 1999 İstanbul depreminde bir depremzede olarak öyle sanıyorum ki durumu en vahim şekliyle kemiklerine kadar hisseden kişilerden biriyim.

Ümit ederim ki, bundan sonra malzemesinden çalınmamış, kolonları kesilmemiş, doğru zemine yapılmış binaları tercih eder, sonra kendimizi kadere teslim ederiz.

Önce tedbir, sonra tevekkül dediğimiz gün çok daha güzel olacak.

Güven Güler
Efo Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir