Amok Koşucusu – Dr. Behlül Ersoy

Dr. Behlül Ersoy’un kütüphanemizde bulunması gereken kitapları incelediği kitap inceleme serisinin sekizinci kitabı “Amok Koşucusu” keyifli okumalar dileriz…

Amok Koşucusu – Dr. Behlül Ersoy

Yayınlanma Tarihi : 15 Mart 2023

Ya Kebikeç… Bu kitabı koru! “Amok Koşucusu” #8

“Ya Kebikeç” diyip tılsımladığım kitaplardan bir diğeri, Stefan Zweig’in “Amok Koşucusu”… 📚

Zweig’i, derin psikolojik betimlemeler ile detaylandırdığı Satranç, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Olağanüstü Bir Gece gibi hikâyelerinden tanıyoruz. Bu hikâyeler yükte hafif, pahada ağır birer hazine… Zweig’in aynı zamanda ruhları ince birçok edebiyatçı gibi müntehir bir yazar olduğunu biliyoruz. Yani intihar eden yazarlardan. Sabredip postun tamamını okuyabilenlere “tavsiyler” bölümünde müntehir yazarlara ilişkin bir kitap önerim olacak. 👌

Biz “Amok Koşucusu”na dönelim. “Amok”, Doğu Hint Adaları ve Malezya’da görülen bir nevi çıldırma hali bir humma… Bunun pençesine düşenler ölüm onları yakalayana kadar koşmakta ve önlerine çıkan her engeli devirmekte. “Amok Koşucusu” ise yerliler tarafından bu hummaya yakalanıp ölene dek koşanlara verilen bir ad. 🏃‍♂️

Hikayeyi, Hollanda sömürgesi Doğu Hint Adaları’nda görev yapan Hollandalı bir doktorun ağzından dinliyoruz. Bunaltıcı Muson İklimi’nin zamanı ve nesneleri erittiği bir kasaba… Öyle ki biz büyük şehir tutsaklarının hayal edemeyeceğimiz kadar sessiz, kimsesiz bir yer… Barakadan bozma muayenede, tek hareket eden doktorun muhtelif yerlerinden akan ter damlacıkları… 💧

Doktorun fanustaki tekdüze yaşamı bir gün İngiliz asilzadesi bir kadının muayeneye gelmesiyle bozuluyor. Bu gizemli kadın tam da 20. yüzyılın ruhuna uygun soylu bir İngiliz. Kadın ülkenin cehennemi sıcaklığıyla tezat, soğuk bir tavırla doktordan bir ricada bulunuyor. Nasıl diyeyim, bir rica değil de bir emir gibi… Tıpkı bugün bile bir İngiliz’in az çok genlerine kodlu şu diplomatik ama kibirli duruş ile! İşte doktor bir an bu kibrin ve aşağılayıcı tavrın kokusunu alıyor ve kadının isteğini aniden geri çeviriyor. ⛔

Kadını reddedişi sonrasında doktorda ortaya çıkan psikolojik çöküş, onu Amok Hastalığı’nın pençesine düşürüyor. O artık tüm pişmanlıkları, açmazları, ruhunda açılan yararları ile bir Amok Koşucusu… Ölüm onu yakalayana kadar koşacak. Tıpkı bizleri de bir gün yakalayacağı gibi… ⚰

📌Tavsiye

Pek bilinmese de intihar yazar ve şairler arasında çok yaygındır. Zweig’in dışında, müntehir yabancı yazarlardan Jack London, Ernest Hemingway, Sadık Hidayet gibi birçok isim gelir akla. Yerli şairlerimizden mesela Nilgün Marmara vardır, “Hayat hep yüzünle seviştik… Tersinin hatrı kaldı…” diyip gitmiştir. Yine Celal Sılay, Yetik Ozan (Turgut Günay) ve nice müntehir yazar ve şairimiz… 🖋

Bu vakaların arkasındaki nedenleri merak edenlere yönelik, tatmin edici olacağını düşündüğüm Cemile Sümeyra’nın “Kendi Kalemini Kıranlar, Türk Edebiyatında İntihar” isimli kitabını tavsiye ederim. 👍

📌Son Söz

Doktor kendi kendine sorar:

“Acaba doktorların görevi bitemez mi? O bir kurtarıcı, her an herkese yardıma hazır biri mi olmalı, sırf üzerinde Latince kelimeler olan bir diploması var diye?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir