Türkiye’nin üçüncü büyük şehri ve en yüksek delegeye sahip, kurucusu olduğu Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyon’unda İzmir neden temsil edilmiyor?

Biraz Dede Korkut’tan biraz Cervantes’ten …

Biraz Deli Dumrul, biraz Don Kişot.. Ki adı da Don Kişot değil aslında .. Alonso Quijano’nun Yel değirmenleriyle savaşıdır. TDK da gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma durumu” olarak adlandırılırken aslında Alonso Quijano, şövalye kitaplarına takıntılıdır. O kadar çok okur ki, sonunda çıldırır. Fakat sadece şövalyelerle ilgili konularda çıldırmıştır, diğer konularda ise son derece akıllı bir asilzadedir. 
Dede Korkut’tan Masallar içinde hemen hepimizin bildiği Deli Dumrul ise ününün ve yiğitliğinin yayılması için zorbalığa başvuran Deli Dumrul’un Azrail’e meydan okuması, sonucunda da daha üstün güç olan Tanrı karşısında boyun eğmesidir.

Hepimiz hayatımız boyunca biraz Deli Dumrul olup geçenden 30 akçe, geçmeyenden 40 akçe almış mıyızdır?
Ya da Alonso gibi yel değirmenleriyle savaşa mı kalkışmışızdır? Kazananın kim olacağı belli midir?

Biraz evet, biraz hayır …

2005 yılından bugün İzmir İlinde Sigorta Acentesi olarak mesleğimi icra etmekteyim. Genel olarak insan ilişkilerimde de hep şunu derim: Bile isteye kimseyi üzmüşlüğüm, kötü davranışım olmamıştır. Olmuşsa da “farkında olmadan “kulum işte, affedersiniz.

2012 yılında Ege Sigorta Acenteleri Derneğine, vaktiyle yönetimde olan meslektaşlarım vesilesi, isteğiyle üye oldum, Yedek Yönetim kurulu üyeliği, Asil Yönetim Kurulu Üyeliği, Saymanlık görevlerinde bulundum.

2012 yılından 2024 yılına kadar da kesintisiz TÜSAF Delegesi oldum.

TOBB Sigortacılık Müdürlüğü İzmir İl Delegesi görevinde bulundum.

TÜSAF 7. Döneminde Yedek Yönetim Kurulu üyesi olarak mesleğim ve sektörümüz için “kendimce “en iyi, verimli ve başarılı bir şekilde görevimi yerine getirdim.

Bütün bu görevlerde ve mevkilerde bulunduğum sürece de sektörümüzün sorunlarını yakından gözlemleme fırsatım da oldu tabi ki.

Ve Sektörümüzün derin dertleri ….

Sektörün kanayan yarası Trafik Sigortası tanzim edememe…

Acenteler arasındaki prim farklılıkları, “Proje işleri “

Sigorta Şirketi Acente arasındaki yaklaşımlar,

Acente üretim yoğunluğuna göre tanınan imtiyazlar, 

Orantısız güçler

Haksız Rekabet

Hasar ödemelerinde yaşanılan sorunlar,

Sigortalanamayan riskler ve Acentelerin yetkisiz kılınması

5684 de yer alan ve kesinlikle ciddi sorunlar yaratan tanımlar,

Yetkisiz kişilerin “sigortacılık “yapması

Bankaların kredi bedellerine göre tanzim edilen poliçelerdeki eksik/aşkın sigortalar.

LİSTE UZAR GİDER …

Gün geçmiyor ki sektörümüzle alakalı bir sorun çıkmasın … Ve ne yazık ki bu sorunları konuşabileceğimiz, çözüm sunacak mercileri muhatap göremiyoruz..

Bu bağlamda BİR ÇATI ALTINDA mücadele edebileceğimiz, organize olabileceğimiz tek yapılarımız Dernekler ve onun üst yapısı Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonudur.

TÜSAF, “Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu” İzmir ili Derneğinin de içinde bulunduğu 10 İlimize bağlı Sigorta Acenteleri Derneği önderliğinde 2004 yılında kurulan, halihazırda 38 İlimize ait Derneği bünyesinde barındıran Sivil Toplum Kuruluşudur.

İzmir, TÜSAF a bağlı dernekler içinde halihazırda EN FAZLA DELEGEYE SAHİP KURUCU ÜYE DERNEĞİDİR.

Kurucu Derneklerinden birisi olduğumuz göz bebeğimiz, her daim üst kadrolarında yer aldığımız, İzmir ili ve 1300’e yakın acentesini temsil etmekten gurur duyduğumuz Federasyonumuzda ne acıdır ki bu dönemde 1 tane bile temsilcimiz yoktur.

İlimiz ve genel olarak tüm meslektaşlarımızın sorunlarımızı ve fikirlerimizi birinci ağızdan iletmemiz için bizlere olanak sağlanmamış bu hakkımız YOK SAYILMIŞ, elimizden alınmıştır.

Gördük ki artık bu yapılarda da tamamen pazarlık ve yer kapma savaşının içinde kaybolmuş gitmiş. Anlıyoruz ki TÜSAF yönetim kurulu sandalyeleri ya pazarlıkla ya da bir gelecek kaygısı ile rezerv ediliyor.

Son dakikalara kadar pazarlıklar yapılıyor, listeler bir daha değişiyor, bir daha değişiyor.

Küsenler, Kırılanlar, darılanlar,

KENDİ İLİNDE DERNEK ÜYESİ OLAN / OLMAYAN AMA KENDİ İLİNDE TÜSAF DELEGESİ OLMAYIP BAŞKA İL DERNEĞİNDEN DELEGE OLUP YÖNETİM KURULUNA YAZILANLAR…

Bir dünya sorunumuz varken, STK’ların koltuk, unvan, statü derdine düşmesi akıllara şu soruyu getiriyor? ne çıkarları var.
Yıllarca o koltuklar bu arkadaşlara ne kazandırıyor
Yıllarca oturdukları o makamlarda sektör yararına ne yapmışlar
ve bazıları da ne yapmak istemiş, yapamamış da tekrar ” illa orada olmak ” istemiş

Kimlerin buna sebep olduğunu, Ne sebeple Yok sayıldığımızı soruyor ve başta Federasyon Başkanımızı ve Ege Sigorta Acenteleri Derneği yönetimini kınıyoruz ve soruyoruz

NEDEN?

Özlem Özer