Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği’nin (SASDER) Sektör Buluşuyor etkinliğinde “Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğuna Bütüncül Yaklaşım” masaya yatırıldı. İstanbul’da gerçekleşen buluşmanın SASDER Genel Sekreteri Elvan Atalay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Sağlıklı Yaş Alma ve Yaşlılığın güvence altına alınması: Yaşlılık Ekonomisi” paneline katılan Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Şentürk yaşlılığa hazırlık sürecinde sigorta ve emeklilik sektörünün üstlenebileceği fonksiyonlar üzerine dikkat çeken bir konuşma yaptı.

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Şentürk, “Nasıl bugün biz sigorta ve emeklilik sektörü olarak kamu emeklilik ve sağlık sistemlerinin üzerinde ikinci ve üçüncü basamaklar olarak hizmet sunuyorsak aynısının yaşlı bakım sigortası için de geçerli olacağı bir modelin kurulması gerektiği düşüncesindeyiz. ” dedi.

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Şentürk konuşmasında şunları söyledi: “Nüfus yaşlanması konusu artık sadece gelişmiş ülkelerin değil bizim de konumuz. Şu an için %10,1 olan 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfustaki payının, 2050’de % 23’ler seviyesine yükselmesi bekleniyor; bu demektir ki 95 milyonluk ülkemiz nüfusunun yaklaşık 22 milyonu 65 yaş üstü olacak.

Bu sebeple artık odağımıza yaşlılık politikalarını almanın zamanı geldi; aktif yaşlanmayı destekleyecek politikalar ve yaşlılıkta bakım ihtiyacını karşılayacak sistemlerin kurulması, ekosistemlerin yaratılması çok önemli.

Biz sigorta emeklilik sektörü olarak sağlıklı yaş alma sürecine iki açıdan destek oluyoruz:

Bunlardan birincisi bireylere yaşlılık dönemlerinin finansmanını sağlamaları için erken yaşlardan itibaren küçük tutarlarla bile olsa tasarruf imkanı sağlamak, ki başlıca ürünlerimiz BES ve hayat sigortası ürünleri. Hem BES hem hayat sigortası ürünleri çok önemli devlet teşviklerine sahip ürünler; BES’deki devlet katkısının dünyada başka örneği yok, vergi açısından da ciddi avantajları olan bir sistem. Zaten 20 yıl gibi kısa sürede rüştünü çok açık bir şekilde ispat etmiş durumda.

İkincisi ise, bireylere çalışma dönemlerinin sonunda, yaşlılık dönemlerinde sağladığımız hizmetler. Bunlarda ise emeklilik gelir planları ve yıllık gelir sigortaları öne çıkıyor. Ömür boyu maaş sunan ürünler henüz mevcut olmasa da belirli süre için düzenli ödeme sağlayan bu ürünler aktif yaşlanmayı finanse etmede çok önemli roller üstlenebilecek ürünlerdir.

Yaşlılık döneminde bakım ihtiyacını karşılayacak yaşlı bakım sigortasının ise öncelikle kamu öncülüğünde kurulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Nasıl bugün biz sigorta emeklilik sektörü olarak kamu emeklilik ve sağlık sistemlerinin üzerinde ikinci ve üçüncü basamaklar olarak hizmet sunuyorsak aynısının yaşlı bakım sigortası için geçerli olacağı bir modelin kurulması gerektiği düşüncesindeyiz.  Öncelikle tüm herkes için erişilebilir bir kamu sistemi kurulmalı; özel sektör ise ilave ihtiyaçları karşılayacak şekilde bu sistemin tamamlayıcısı ve destekleyicisi olmalıdır.”