Sigorta Gündemi olarak her cuma sektöre emeği geçmiş meslektaşlarımız ile hazırladığımız “Sektörden” başlıklı röportaj serimizde bu haftaki konuğumuz Engin Akın oldu. Keyifli okumalar dileriz…

Sigortacılık mesleğine nasıl başladınız?

1999 yılında tali acente olarak girdiğim sigortacılık sektörüne, 1 yıl sonra kendi acenteliğim olan Engin Akın Sigorta’yı kurarak hizmet vermeye başladım ve yaklaşık 25 yıldır aralıksız faaliyet göstermekteyiz.

Mesleğinizi icra ederken sizin için olmazsa olmaz kriterler nelerdir?

Olmazsa olmaz kriterlerimizin başında güvenilirlik ve müşteri memnuniyeti gelmektedir. Müşteri memnuniyeti zirveyi hedefleyen bütün firmalar için olmazsa olmaz bir durumdur.

Erzurum’da sigortacı olmayı anlatır mısınız, Erzurumluların sigortaya bakışı nedir? Bu konu ile ilgili ilginç bir anınız var mı?

Sigortacılık mesleğine başladığım yıllarda Erzurum’da sigortalılık oranı ve sigorta bilinci çok düşüktü. Aradan geçen 25 yılda büyük mesafeler kat ederek ilimizde ve kısmen de çevre illerimizde, yapılan toplantılarla sigorta bilincini arttırarak %40’lara getirebildik. Tabi ki branş oranlar değişmektedir. Belli ürünlerde %50’yi geçen sigortalılık oluşmuştur. En azından Erzurum’da kısa sürede sigorta bilincinin %70-80 seviyesine gelmesini arzu etmekteyiz.

Mesleki örgütlenmelerdeki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

2009 yılında Doğu Anadolu Sigorta Acenteleri Dernek Başkanlığına (DASAD) başladım. İlimizdeki acentelerimize ve sigortalılarımıza sigorta bilincini yerleştirmek için elimizden gelen çabayı sarf ederek başarılı olduğum kanaatindeyim. Başkanlığım döneminde ilimizde yerelde her yıl geleneksel hale getirdiğimiz “Sigortacılık Haftası” etkinliklerinde birlik ve beraberliği sağlayarak, mesleki faaliyetlerimizi tek ses olarak duyurma gayretinde olduk. Ramazan ayı dolayısıyla geleneksel olarak düzenlediğimiz iftar yemeklerinde sektörümüzü bir araya getirdik. Yerelde gerçekleştirdiğimiz programların ötesinde yine her yıl geleneksel hale getirdiğimiz ulusal zirve toplantılar gerçekleştirdik. Türkiye genelindeki mesleki STK’ların yönetim kurulu üyeleri, ilimizdeki acenteler ve çevre illerdeki acenteleri şehrimizde yapmış olduğumuz toplantılarda ağırladık. Sektörün gelişimi için düzenlediğimiz bu toplantılarda mesleğimize katkı sunma gayreti içinde olduk. 2 dönem Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyon’unda başkan yardımcılığı görevinde bulunarak ülkemizde bulunan yaklaşık 17.500 acente dostlarıma elimden geldiğince destek olmayı bir görev addederek sigorta sektörüne destek oldum ve olmaya da devam edeceğim. Federasyonumuza kurumsal bir yapı kazandırmak maksadıyla yapmış olduğumuz başvurular neticesinde “Türkiye” isminin alınmasını sağlayarak federasyonumuzu kurumsal yapıya taşımada destek oldum.

Sigortacılığın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Özellikle gelecekte acenteler nerede olacaklar?

Sigortacılık mesleğimizin emin adımlarla daha ileriye götürülebilmesi için öncelikle çatı örgütümüz olan SAİK, TÜSAF ve diğer STK yöneticilerinin kendini mesleğine adamış kişiler seçilmesi gerekiyor. Yapılacak kanun çalışmalarıyla SEDDK’nın da desteğini alarak mesleğimizin daha kurumsal yapıya kavuşmasında öncülük edecek isimlerin sorumluluk alması gerekiyor.

Sigorta acentelerinin ortak problemi, müşterilerin bilgi sahibi olmaması. Bu sebeple sigortacılık konusunda bilinçlendirme ve tanıtım faaliyetlerinin desteklenmesi sağlanmalı. Aynı zamanda müşteri odaklı ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösteren “profesyonel acente” olmak sektörün gelecekte daha sağlam bir yapıda faaliyet göstermesini sağlayacaktır. Sektörümüzde, kurallar, şartlar, mevzuatlar, ürünler, satış şekilleri sürekli yenilenerek değişiyor. Acentelerin bu konulara hâkim olması gerekmektedir. Acentelerin ürün bilgilerinin, satış pazarlama deneyimlerinin eşsiz bir birikim olduğunun bilinciyle hareket etmeleri gerekmektedir.

Önümüzdeki aylarda yapılacak SAİK seçimleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Varsa çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

SAİK’le ilgili herhangi bir çalışmam yok.