3 – 5 Ekim 2024 tarihinde Antalya’da gerçekleşen 3. Uluslararası Sigortacılık Fuarı ve Kongresi sektör paydaşlarının katılımı ile gerçekleşti. Türkiye’nin seksen bir ilinden katılım sağlayan sektör paydaşları iki gün boyunca sigorta sektörünü masaya yatırdı.
Yayınlanma Tarihi : 10 Ekim 2024
Üçüncüsü gerçekleştirilen Sigorta Fuarı ve Kongresi 3 – 5 Ekim 2024 tarihleri arasında Antalya Nest Kongre Merkezi’nde sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin, sigorta brokerlerinin, sigorta eksperlerinin, asistans firmalarının, yazılım firmalarının, resmi kurumların, sigorta eğitim kurumlarının ve hasar firmalarının yoğun katılımı ile gerçekleşti. İki gün süren fuarda sektör yetkilileri gün boyunca süren paneller ile sektörel konuları masaya yatırdı. Panellerin yanı sıra fuara katılım sağlayan firmalar, sektör paydaşları ve sektör dışından kişiler ile fuar dolayısıyla yakın temaslarda bulundu.
ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman; Acentelerin özlük hakları çatı kanun ile korunmalı
3. Sigorta Fuarı ve Kongresi açılış konuşmaları ev sahibi Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman, ekonominin günden güne global hale gelmesi ile birlikte artan rekabet ve gelişen inovasyon sayesinde daha fazla sayıda ve birbirinden farklı mal ve hizmet üretildiğini belirterek,
“Bu değişim hiç kuşkusuz en çok da sigorta sektörünü önemli sektörlerden birisi haline getiriyor. Gelişmiş ülkelerde sigorta penetrasyonu, yani sigorta primlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, yüzde 6 ila yüzde 10 arası değişmektedir. Örneğin, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik bölgelerinde sigorta ürünlerine olan talep ve yaygınlık oldukça fazladır. Bu ülkelerde bireylerin ve şirketlerin risk bilinci yüksektir ve sigorta geniş bir ürün yelpazesiyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de ise Sigorta penetrasyonu düşük seviyededir. GSYİH’nın 2023 yılında 1.13 trilyon Dolar olduğunu kabul ettiğimizde, gerçekleşen 19.7 milyar Dolar prim hasılatının, penetrasyon oranının yüzde 1,8 olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde özellikle hayat dışı trafik sigortası gibi zorunlu olan sigortalar yaygın olup, hayat sigortası ve bireysel emeklilik gibi ürünlerdeki bilincin düşük olması genel penetrasyonu sınırlamaktadır. Ülke olarak dünya sıralamasında ilk 18 ekonomi arasında yer almamıza rağmen, ne yazık ki sigorta sektörü olarak 36’ncı sırada yer almaktayız.”
Türk Sigorta Sektörünün bankacılıkta olduğu gibi bağımsız bir ‘Çatı Kanuna’ ve sektörün tüm oyuncuları tarafından kabul görecek düzenlemelere ihtiyacı olduğunun farkında olduklarını belirterek devam eden Başkan Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Çatı Kanunun içerisinde özellikle sigorta acentelerimizin özlük haklarına, portföy mülkiyet haklarına, mesleki etiğe, mesleğin bir ihtisas mesleği olduğuna vurgu yapılmasına, bununla birlikte acente personelinin uzmanlaşmasına yönelik eğitimler verilmesinin çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Sektöre giriş ve çıkış disiplininin sağlanması, sahte poliçelerin önüne geçmek için sıkı denetim yapılması, teminat limitlerinin mevcut ekonomik koşullar dikkate alınarak belirlenmesi ve sektördeki ekonomik zararların azaltılmasına yönelik olarak haksız fesihlerin ortadan kaldırılması için iki taraflı sözleşmelerin yapılması gibi konuların bu çatı kanunda mutlaka ele alınması önem arz etmektedir. Acentelerimizin zorunlu trafik sigortası satışlarına kota uygulanması ve acenteye göre değişen farklı fiyat uygulamaları hem sektöre hem de sigorta şirketleri ile acentelere ciddi anlamda zarar vermektedir. Sigorta şirketlerimizin farklı satış kanallarında farklı fiyat uygulaması o sigorta şirketine duyulan güvenin de sarsılmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan da acentelerimiz arasında haksız bir rekabet yaşanmasına yol açmaktadır. Benzer şekilde acente dışı bazı satış kanallarının poliçeleri promosyon malzemesi olarak kullanmaları da sektöre ciddi anlamda zarar vermektedir. Ayrıca yüksek düzeyde riskli olarak kabul edilen kimya, plastik, ağaç ve boya işleri gibi bazı sanayi kollarının sigorta dışı bırakılması, ilgili sektörlerimiz açısından da önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Türk Sigorta Sektörünün ülkemiz ekonomisi, bireyler ve kurumlar için fevkalade önemli bir sektör olduğunun farkında olduğumuzu bir kez daha dile getirmek istiyoruz.”
TOBB SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem; Çalıştay gerçekleştirdik ve ekspertizin tanımı ile mesleğin temel ilkeleri konusunda tüm detaylarıyla ele aldık
TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Başkanı Ahmet Nedim Erdem yaptığı açılış konuşmasında;
“Sigorta eksperlerinin sahip olduğu uzmanlık önsezi insan odaklı değerlendirme ve etik yaklaşım teknolojinin en ileri seviyede olduğu bir dünyada bile vazgeçilmez olacak sektörümüzde meydana gelen bu dijitalleşme süreci aynı zamanda sigortalıların beklentilerini de değiştirmektedir. Artık daha hızlı şeffaf ve kullanıcı dostu süreçler talep edilmekte bu talepleri karşılamak için de sigorta sektörü olarak tüm paydaşlarıyla birlikte büyük bir dönüşümün arifesindeyiz. Ancak bu dönüşümü sadece teknolojiyle değil insan kaynaklarımızın gelişimini ve uzmanlık alanlarımızın derinleşmesi tamamlayabiliyor. Bu çerçevede sigorta eksperleri icra komitesi olarak elektrik araç teknolojisi ve otonom sürüşü özelliği önem veriyoruz.” diyerek sözlerine başlayan Erdem sözlerine,
“Bir diğer çalışma konumuz ise ekspertiz ve uzaktan ekspertizin tanımı ile mesleğin temel esaslarını belirlemek. Bunun içerisinde SEDDK’nın da değerli katılımlarıyla iki adet çalıştay gerçekleştirdik ve ekspertizin tanımı ile mesleğin temel ilkeleri konusunda tüm detaylarıyla ele aldık Ayrıca bu çalıştaylarda mesleğe ilişkin iş planımızı ve yol haritamızı hazırladık. İş planımız işlemeye başladı. İnşallah bu senin içerisinde de bunun semeresini görmüş olacağız.” dedi.
TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut; Önümüzdeki süreç kendimizi geliştireceğimiz ve kendimizi hazırlamamız gereken bir süreç.
TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut ile devam eden açılış konuşmalarında Korkut,
“Sektörümüzün ilk ve tek fuarı olan bu etkinlik toplumda sigorta bilincinin gelişmesi ve buna gerçekten çok ciddi katkı sağlayacak ve sektör paydaşların arasındaki iletişimi güçlendirecek, yeni iş birliklerine zemin hazırlayacak. Bu nedenle TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi olarak sigorta fuarını destekleyerek halka açık bir şekilde düzenlenmesini özellikle istedim. Sadece sektör temsilcileri değil ülkemizin çeşitli üniversitelerinden gelen öğrencilerimiz ve vatandaşlarımız da bu fuara katılacak ve ülkemizin sigortacının gelişimine katkı sunacak. Sigorta sektörü sadece finansal bir araç olmanın ötesinde hayatın her alanında güvence sağlayan toplumsal dayanışmanın en somut örneklerinden biridir. Önümüzdeki süreç kendimizi geliştireceğimiz ve kendimizi hazırlamamız gereken bir süreç. Değerli meslektaşlarım önümüzdeki süreç kendimizi segmente etmememiz gereken bir süreç. Trafik sigortası gibi zorunlu sigortalar dışında diğer tarafta da neler olduğunu merak edip kendimizi yetiştirmek zorunda olduğumuzu başkanınız olarak bir kez daha buradan ifade etmeyi kendime bir görev sayıyorum.” dedi.
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen; Global sigorta federasyonunun raporuna göre tüm dünya için dört tane büyük koruma açığının öneminin ciddi bir şekilde altı çiziliyor
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen açılış konuşmasında;
“Bu hafta salı gününden itibaren bir maraton halindeyiz aslında 18-19 Eylül’de bütün sigorta ekosisteminin paydaşlarını toplayarak güzel bir arama Konferansı beyin fırtınası fikir alışverişi yaparak Türkiye’de sigortacılığı nasıl daha büyük hale getirebiliriz tartıştık.
2011 yılında sanıyorum Sayın Ahmet Genç’in fikriyle ortaya çıkan Sigorta haftası on üç yıldır kutlanıyor ve son üç yıldır da Sigorta Zirvesi ve Sigorta Fuarıyla da bunu şenlendiriyor hepsini bir araya getirerek daha güçlü daha etkin daha kalıcı bir şekilde sigortacılık konularını tartışma fırsatı bulduk.
Sigorta Zirvesi’nin konusu aslında koruma açılarıyla ilgiliydi, daha güçlü sürdürülebilir bir ekonomi yaratmak için koruma açıklarını nasıl kapatabiliriz de koruma açık dediğimiz şey aslında basit bir tanım sigortalanabilir varlıkların ne kadarının sigortalandığını ne kadarının sigortalanmadığıdır. Bu o kadar değerli bir gösterge ki tüm toplumların refahını gelişmişliğini gösteren çok önemli bir gösterge, koruma açığı ve en son global sigorta federasyonunun raporu tüm dünya için dört tane büyük koruma açığının önemi ciddi bir şekilde altı çizilerek belirlenmişti. Trilyonlarca dolarlık bir koruma açığından bahsediliyor. Dört tane mega akımdan bahsettik sigorta zirvesinde.
Makro ekonomi gelişmeler siyaset ve jeopolitik riskler ki her gün yaşıyoruz. Burnumuzun dibinde bombaların havalarda uçuştuğu, teknolojinin bir terör aracı olarak kullanıldığı bir dönemin içinden geçiyoruz.
Bir diğer en büyük akım ise doğal afetler ve iklim değişikliği koruma açığına sebep oluyor. En yakın örneğini Kahramanmaraş depreminde bundan birkaç dönem önce gördük 105 106 milyar dolarlık ekonomik kaybın sadece altı milyar dolar kısmı sigorta sektörü tarafından karşılandı kalan yüz milyar doları ise devletimiz tarafından veya vatandaşlarımızın cebinden çıktı. 100 milyar doları da dünya sigorta sektöründen alabilirdik.
İkinci önemli konunun başlığı ise emeklilik geliri. Emeklilikle yaşamın sonlanması arasında geçen sürenin çok ciddi bir şekilde arttığını görüyoruz. Bugün emeklilikle yaşamın sonlanması arasında geçen süre 30-35 yıllara çıkacak ve bu süre zarfında aynı kalitede yaşamı sürdürebilmek için emeklilik gelirimizin olması lazım. Emeklilik gelirimizin olması için de çalıştığımız dönem para kazandığımız dönemde gelecek için tasarruf yapabilmeli bunun için de yirmi yıl önce kurulan bireysel emeklik sistemi ve şu anda orta vadeli planın içinde olan tamamlayıcı emeklilik sistemi var.
Üçüncü büyük risk ise demografik yapıdaki değişimle ilgili yani nüfusun yaşlanması ile ilgili ortaya çıkan sağlık riskleri. Bugün Türkiye’de sağlık harcamalarının %180’i kamu tarafından %16-17’si vatandaşımızın cebinden %3-4’ü özel sigorta şirketleri tarafından yapılıyor. Önümüzdeki dönem bunu da değiştirmek durumundayız. Çünkü ömür uzadıkça kronik hastalıklar arttıkça sağlıkla ilgili konular sağlıkla ilgili riskler gün geçtikçe daha da fazla artacaktır.
Dördüncü ise aslında hissetmediğimiz ama hepimizin cebinde olan teknolojiyle alakalı riskler. Teknoloji hayatımızı çok kolaylaştırdı çok güzelleştirdi. Ama insanoğlu teknolojiyi iyi amaçlar için kullanırken kötü amaçlar için kullanma becerisine de sahip ve gelişen üretken yapay zekayla birlikte siber riskler üretken yapay zekanın üzerine bindiği siber riskler önümüzdeki dönemin en ciddi koruma açıklarını oluşturmaya başlayacak.
Salı çarşamba bu konuları konuştuk. Bugün ise konumuz Sigorta Önemlidir. Avrupa Sigorta Birliği’nin de sloganı Insurance Matters. Türkiye Sigorta Birliği’nin web sitesinde en son yayınlanan sigorta dönem raporunu hepinizin dikkat okumaya davet ederim. İçinde gerçekten sigortayla sigortacılıkla ilgili çok güzel çok önemli bilgiler var.
Biz Türkiye’de sigortacılık penetrasyonunu, sigorta bilincini artırmak zorundayız. Bugün Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük15- 20 ekonomisi arasındayken sigortacılık liginde yerimiz 35 -36lı bunu kabul etmememiz lazım. Bizim bu makus talihi kıracak gücümüz enerjimiz var. Ve bu güç aslında bu salonda herkesin sahip olduğunu görüyorum.
Bu kapsamda da Türkiye Sigorta Birliği olarak kendimize sadece sigorta şirketlerinin birliği değil büyük Türkiye ekosisteminin kapsayıcı liderliğini yaparak sigortacılık büyümesi hamlesini yapacak çalışmalara ciddi bir şekilde başladık. 18-19 Eylül’de hep birlikte çalıştık ve bir takım vizyon ve hedefler belirledik. Türkiye Sigorta sektörü için belirlediğimiz vizyon şu oldu Türkiye’de teminatsız varlıkları değerlendirilmeyen güvencesiz tek bir birey bırakmamak vizyonuyla yola çıktık. Ve bir takım büyük hedefler koyduk. Türkiye’de sigortacılık penetrasyonu önümüzdeki beş yıl içinde %5’e 10 yılın sonunda da %7 %8 seviyesine çıkarma hedefini koyduk.
Başka bir hedef daha koyduk zorunlu sigortalarda %100 penetrasyonu sağlama hedefini koyduk. Başka bir hedef daha koyduk bugün bireysel emeklilik toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın % 3’ünü oluşturuyor biz bunun önümüzdeki on yıl içinde %20’ye çıkarılması hedefini koyduk. Tamam vizyonu koyduk hedefleri koyduk ama bir sonraki soru bunu nasıl yapacaksınız sorusu bunu nasıl yapacağız bunu hep birlikte yapacağız bunu geliştirdiğimiz projelerle yapacağız projelerin de adını yavaş yavaş koymaya başladık. Kasım ayında bütün projeleri tek tek daha geniş katılımlı bir toplantıda sizlere sunacağız. Ondan sonrasında bu projeleri eylem planına dönüştürerek artık o eylem planının gerçekleşmesi konusunda ciddi adımlar atacağımız söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
SEDDK Davut Menteş; Asli görevimizi bir kez daha hatırlatayım sigortalılarımızın hak ve menfaatlerini korumaktır.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Davut Menteş konuşmasında;
“Bugünün en anlamı teması ekosistem geliştirilmesi ki ekosistemin en önemli ögesinin sigorta olduğuna inanıyoruz. Tabii ki yine ekosistemin sayısal olarak en büyük kısmı teşkil eden acentelerimiz, hasar destek servisleri yine teknoloji kuruluşları herkes buradayken bunu konuşalım. Ekosistemin gelişmesini büyümesini ve tüm tarafların memnuniyetini konuşabilirim. Sorular geldi biz otorite olarak düzenleme denetleme kuruluşuyuz nihayetinde. Ekosistemin büyümesiyle ilgili ekosistemin disipline edilmesiyle ilgili ekosistemin finansal dayanıklılığının artırılması ile ilgili mevzuat tarafından verilen çok önemli görevleri icra ediyoruz. Sigortalılık bilinciyle bu bilinç etrafında sigortalılık oranının artırılması konusunu konuştuk. Bizler paydaşlara ki asli görevimizi bir kez daha hatırlatayım sigortalılarımızın hak ve menfaatlerini korumaktır. Ekosistemin iyileşmesi büyümesi sigortalık bilincinin artması penetrasyonun artması sigortalık oranının artması ile ilgili saydığım paydaşların her türlü önerilerine görüşlerine fevkalade önem verdiğimizi ve her türlü desteği sağlamak için hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim.
Bu arada salonda bir kopma oldu onun da farkındayım bu konuya da değinmek istiyorum. Salonda SEDDK Başkanı salona çıktı konuşmaya başladı diye salonu terk eden arkadaşlarımıza sesleniyorum. SEDDK Başkanı eğer o gün o tedbirleri hani o memnuniyet duymadığımız tedbirleri almamış olsaydı bugün bu salondan çok daha fazla kişi çıkacaktı. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. O gün o tedbir tüm paydaşlarımızın başta vatandaşlarımız, sigortalılar olmak üzere tüm paydaşlarımızın hak ve menfaatlerini temin etmek, riski büyütmemek için alındı. Bunu söylemeden geçmek istemedim çıkanlar tabii ki demokratik bir tepkidir bunu saygı çerçevesinde her şekilde ifade edebilirler saygı duyalım tepkilerine. Ama bu gerçeği değiştirmeyecektir. Tamamen mevzuat çerçevesinde ve bu kurumun asli görevi olarak bu tedbir uygulanmış ve başka da çare olmadığı için o tedbir uygulandı.” dedi.
Türk Re Genel Müdür Yardımcısı Erdal Turgut; Sektörün en büyük hasar miktarını 40 milyar ödedik
Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Erdal Turgut gerçekleştirdiği açılık konuşmasında;
“Türk Reasürans olarak beşinci yılımızı kutluyoruz bundan çok mutluyuz bize verilen sermayeyi kat kat büyüttük. Bugün dört buçuk milyarlara geldik. On altı – on yedi milyarla bitireceğiz sanıyorum üretimimizi. Bu şu demek bundan önce yurt dışına gidiyordu bu primler yurt dışına gitmesi kötü bir şey değil ama ülkemizden bu kadar çok gitmesini engellemek açısından yaptıklarımızı çok değerli buluyoruz. Geldiğimiz beş senenin sonunda da geldiğimiz yere baktığımızda da aslında doğru yolda olduğumuz da bir yerde teyit ediyoruz. Nasıl diyeceksiniz. Asrın felaketi oldu biz ilk yirmi dört saatte ilk ödememizi yaptık. Beş altı ay gibi bir sürede sektörün en büyük hasar miktarını 40 milyar ödedik. Asrın felaketine değil asrın felaketlerine hazır olmak için çalışıyoruz inşallah olmaz ama başımıza geldiğinde de başarıyla üstesinden geleceğiz. Bu anlamda da müsterih oldunuz diyeyim.” dedi.
DASK Genel Sekreteri Serpil Günal; ZAS depremin yanı sıra bütün doğal afetleri neredeyse kapsıyor.
Açılış konuşmalarının sonuncusu Doğal Afet Sigortaları Kurumu Genel Sekreteri Serpil Günal’ın, Zorunlu Afet Sigortası’nın içeriğinin açıklanması ile devam ederken Günal,
“Kahramanmaraş depreminde maalesef çok acı bir gerçekle sigortanın önemini yaşamış olduk. Biraz önce
Kısa bir süre içerisinde yaklaşık altı yüz otuz bin ihbar geldi. Beş yüz elli bin civarında hasar dosyasını ödendi. Kısa sürede otuz sekiz otuz dokuz milyar hasar ödemesi gerçekleştirildi.
Biz neden zorunlu afet sigortası diyoruz çünkü küresel iklim değişikliğinin etkilerini çok yakın zamanda da gördük. İzmir’de de bir orman yangını oldu. TARSİM Genel Müdürü iken de 2020 yılından itibaren çok çeşitli afetlerde bulunup bizzat gördüm. Özellikle sel afeti, yangın afeti gerçekten sigortalının ve vatandaşlarımızın küresel iklim değişikliğiyle birlikte mağdur olduğu afetlerden birkaçı.
Zorunlu Afet Sigortası neleri kapsıyor?
Öncelikle bütün depremin yanı sıra bütün doğal afetleri neredeyse kapsıyor.
Sigorta açığını en azından teminat açığını zorunlu afet sigortasıyla birlikte kapatmış olacağız. Buradaki bizim esas dikkat ettiğimiz konu teminatımız bina teminatı depremde mevcut tarifeyle gidiyoruz ama diğer afetlerde yeni tarifelerimiz var fırtına, çığ, dolu ve orman yangında ise makul bir teminat alacağız. İlk defa acil ihtiyaç teminatını ZAS’da göreceğiz. Bu acil ihtiyaç teminatı da o konutta ikamet eden mağdur olan binada gerçek hasar olmuş binada yaşayan e vatandaşlara teminat sağlayacak.
Biz köy alanlarını da ZAS kapsamın aldık. Biliyorsunuz zorunlu deprem sigortasında köy olanlar kapsam dışıydı. Acil ihtiyaç teminatı devreye girmesi için mutlaka binada bir hasar doğrudan bir hasar oluşması gerekiyor. Amaç temel ve zorunlu ihtiyaçlara destek olmak. Taşınmazda ikamet eden hasar görmüş taşınmazda ikamet eden kiracı olsun Ev sahibi olsun, kişilere eşit oranda tazminat ödenecek.
Zorunlu deprem sigortasında penetrasyon oranımız %56. Diğer ülkelerde zorunlu sigortalarda sigortalılık oranını %100. Biraz önce bahsettik bir potansiyel var, ekonomik kayıplarda devletimize destek olabilmek adına da penetrasyon oranını arttırmak çok önemli. Burada hep beraber penetrasyonu artırmak adına da bize çok ciddi görevler düşüyor.” diyerek açılış konuşmasını sonlandırdı.
Açılış konuşmasının ardından iki gün boyunca gerçekleşen paneller;
1- Sürdürülebilir Kalkınma İçin Sigorta Sektörünün Önemi, Sürdürülebilir Sigortacılık, 3 Ekim 2024 12.00 – 13.00
2-Ticari Alacak Sigortaları 3 Ekim 2024 14.30 – 15.15
3-Sigortacılık Sektöründe Dağıtım Kanalları Sorunları ve Acentelerin Finansal Markete Dönüşümü 3 Ekim 2024 15.30 – 16.30
4-Dijitalleşmenin Sigorta Etkileri : Yakın Gelecekte Fırsatlar & Tehditler Sigorta Sektöründe Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi 3 Ekim 2024 16.45 – 17.45
5-Asistans Hizmetlerinin Sigorta Sektöründeki Yeri ve Paydaşlar tarafından değerlendirilmesi 4 Ekim 2024 09.30 – 10.30
6-Endüstriyel Risklerin Yönetiminde Önleyici Sigortacılık Uygulamaları 4 Ekim 2024 11.40 – 12.40
7-Tüketici Gözü ile Sigorta 4 Ekim 2024 14.00 – 15.00
8-Hasarda Ekosistem 4 Ekim 2024 15.15 – 16.15
9-Türk Dünyası Ekosisteminde Sigortacılık 4 Ekim 2024 15.30 – 16.30
10-Sigortacılık Sektöründe, Ödeme Orkestrasyonu ile Ciro Artışı 4 Ekim 2024 10.30 – 10.50
